'Fotoğraflara güvenmek doğru değil'

Yaşayan en pahalı fotoğraf sanatçısı olarak anılan Andreas Gursky, 23 yıllık kariyerini yansıtan 35 eseriyle İstanbul'da. Sothebys Müzayedesi'nde bir fotoğrafına 3 milyon 346 bin 456 dolar ödenen Gursky, bu anlamda bir rekortmen de... Sanatçının fotoğraflarında her şeyden önce kendine has bir gerçeklik anlayışı var. Devasa boyutlardaki bu eserlerde manipülasyonlar da her zaman yer buluyor. Sanatçının sergisi İstanbul Modern'de 26 Ağustos'a kadar açık kalacak. Gursky'le konuşma fırsatını bulduk.

- Herkes elindeki telefonla sürekli görüntü kaydediyor. Görünenin bu kadar yaygın ve hızlı kaydedilmesiyle ilgili olarak ne hissediyorsunuz?
- Doğrusu bundan çok etkileniyorum. Sonuçta ben de gerçekliğin kaydedilebilen bir şeyden çok, inşa edilen bir şey olduğunu düşünüyorum. Çektiklerime bir şeyler eklerken ya da onlardan bir şeyler çıkarırken yaptığım tüm manipülasyonların ardında bu yatıyor olabilir...

- Bir keresinde bu yüzden mi fotoğrafa güvenilmez dediniz?
- Hatırlamıyorum... Öyle mi demişim? Evet, tabii bir anlamda doğru söylemişim. Artık fotoğraflara güvenmek çok da doğru değil.

- Thomas Struth, Candida Höfer, Thomas Ruff, Gerhard Richter gibi çağdaşlarınız arasında favoriniz kim?
- Kesinlikle Thomas Ruff...

- Dijital araç kullanan biri olarak kendinizi avantgarde olarak görüyor musunuz?
- Hayır, asla... Avantgarde tanımının belirleyicisinin, üslup olduğunu düşünüyorum. Yapıtı gerçekleştirdiğiniz araçlar bu tanım için yeterli değil. Öte yandan ben hâlâ analog bir fotoğrafçıyım. Benim temel malzemem, geleneksel fotoğraf tekniği.

- Ne okur ne dinlersiniz? Benjamin, Kant filan okur musunuz? Kuramla ilgileniyor musunuz?
- Asla... Ben hep roman okurum. Özellikle çağdaş Alman romanlarını. Kurguya bayılırım. Elektronik müzik dinlerim...

- En çok kimi ya da neyi seyretmeyi seversiniz? Kız arkadaşınızın uyandığı zamanki halini mi, aynada kendinizi mi, bir çizgi film mi?
- David Lynch'in bütün filmlerini...