kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Haziran 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

"Türkiye AB için zenginliktir"

Yeni Haber
Dışişleri Bakanı Gül'ün makalesi La Republica gazetesinde yayımlandı. ..
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, gerek Türkiye-AB ilişkilerini, gerekse Türkiye-İtalya arasındaki ikili ilişkileri, İtalya'nın en önemli günlük gazetelerinden biri olan La Repubblica'da yayımladığı makaleyle değerlendirdi.

Gül'ün makalesi, La Repubblica'nın bugünkü sayısında, "Türkiye'nin farklılığı, AB için zenginliktir" başlığıyla yayımlandı. Bakan Gül, La Repubblica'daki makalesinde, "Türkiye'nin AB ile bütünleşmesi, siyasal, ekonomik, kültürel ve bunların da ötesinde stratejik sonuçlarıyla kıtamızın sınırlarını aşan önemli bir projedir" dedi.

Türkiye'nin üyeliğinin AB için sağladığı avantajların Birliğin geleceğine ilişkin vizyonuyla da yakından ilintili olduğunu belirten Gül, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği sadece Avrupa'da barış ve istikrarın korunmasına katkı sağlamayacak, aynı zamanda paylaştığımız ortak Avrupa değerlerinin geniş bir bölgeye yayılmasına da imkan tanıyacaktır."

AB'nin kültürel farklılıkları bir zenginlik unsuru olarak görmesi gerektiğini anımsatan Gül, "Avrupa birikimler, gelenekler ve kültürlerin kaynaştığı çeşitlilik ve bir arada yaşama projesi olmalıdır. Bu nedenle, Türkiye'nin farklılıklarını dile getirirken, bu farklılıkların esasında başlı başına birer zenginlik olduğunu unutmamak gerekir. Bunları tek başına değil, AB'ye katabilecekleri artı değerlerle birlikte ele almak daha doğru olacaktır" dedi.


"AB ÜYELİĞİ, TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK BİR HEDEFTİR"

Dışişleri Bakanı Gül, Türkiye'nin Avrupa yolculuğunu AB'ye tam üyelikle noktalama konusunda kararlı olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti: "Avrupa, dünyanın diğer uluslarına örnek teşkil eden, evrensel değerler üzerine inşa edilmiş bir medeniyetler beşiği olarak önem taşımaktadır.

Bu anlayışla, AB üyeliği Türkiye için stratejik bir hedeftir. Günlük hayatın her alanına evrensel standart ve uygulamaları getirecek büyük bir reform hareketinin parçasıdır. Türkiye'nin Avrupa yolculuğunun Türk halkının akılcı seçimi olduğunu ve tam üyelik hedefiyle çıktığımız bu yolda başka bir seçeneğin mümkün olmadığını bu vesileyle söylemek istiyorum."

Gül, günümüzde, dünyayı medeniyetler ve dinler arasında çatışmaya doğru sürükleme eğilimiyle de hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğini hatırlatarak, bu konudaki görüşlerini şu cümlelerle özetledi: "Dünyamız hâlihazırda hassas bir dönemden geçmektedir. Mevcut çatışma ve ihtilafları, medeniyetler ve dinler arası karşıtlık temelinde algılama eğilimi bugün maalesef yaygındır. Bu yanlış algılama ve değerlendirmeleri düzeltmek ve doğruları geçerli kılmak, gerçek bir diyalog ve işbirliğini geliştirmek, uzlaşı kültürünü yaygınlaştırmak bizlerin gelecek nesillere karşı borcudur.

El birliği ile özellikle sivil toplumun katkı ve desteğiyle bu görevlerin üstesinden gelebileceğimize inanıyorum."

"HÜKÜMETİMİZ, GEÇEN 50 YILA KIYASLA, REFORM
ALANINDA ÖNEMLİ BAŞARILARA İMZA ATMIŞTIR"


Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 2002'de iktidara geldikleri günden bu yana AB'yle bütünleşme konusuna son derece önem verdiklerine de değinerek, "Hükümetimiz, Kasım 2002'de göreve gelmesinin ardından geçen 50 yıla kıyasla reform alanında önemli başarılara imza atmıştır.

Türkiye'de demokratikleşme, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanında son birkaç yılda yapılanlar bağımsız gözlemciler tarafından sessiz devrim olarak nitelendirilmektedir" dedi. Gül, AB'yle bütünleşmek için eksiklikleri tamamlama konusunda azimli olduklarını belirterek, bu konudaki yaklaşımlarını şu ifadelerle dile getirdi:

"Modernleşmenin tek yolu reformlardan ve eksikliklerimizi açık yüreklilikle belirleyerek üstesinden gelmekten geçmektedir. Tabii ki çıktığımız bu yolda hedeflediğimiz noktaya henüz varmadık. Ama çok önemli dönemeçleri ve keskin virajları arkada bıraktık." Reformların sürdürüldüğü dönemde AB tarafından Türkiye'nin azminin kırılmamasının da önemli olduğunu ifade eden Gül, "Bu bağlamda, ABD'den beklentimiz müktesebat ve demokratik standartlara tam uyum sağlamak için çıktığı bu yolda Türkiye'nin hevesini kırmamasıdır. Bu süreç kolay bir iş değildir" dedi.


İTALYA'YLA İKİLİ İLİŞKİLER

Dışişleri Bakanı Gül, Türkiye'nin de İtalya'nın da büyük medeniyetlerin ve imparatorlukların mirasçısı olduklarını anımsattığı makalesinde, bu iki ülke arasındaki ilişkilerde daima bir "yakınlık ve sıcaklık" bulunduğunu belirtti.

Gül, İtalyan mevkidaşı Massimo D'Alema'nın dünden itibaren 2 günlük resmi ziyaret için Ankara'da olduğuna da dikkat çekerek, "Geçen yıl diplomatik ilişkilerimizin kuruluşunun 150. yılını kutladık. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı dostum Massimo D'Alema'nın Ankara'ya yapmakta olduğu ziyaretin de ülkelerimiz arasında karşılıklı anlayış ve işbirliğini daha da güçlendireceğine inanıyorum" dedi.

Gül, iki ülke arasındaki ekonomik-ticari ilişkilerin durumunu, geleceğe ilişkin beklentilerini ise şu ifadelerle özetledi: "İtalya ile Türkiye ekonomileri birbirleri için vazgeçilemeyecek işbirliği ortaklarıdır. Ticari ilişkilerimiz, parlak bir tablo
sergilemektedir. Ülkemizde 1988 yılında sadece 17 İtalyan firması faaliyet gösterirken, bu sayı 2006 yılında 450'yi aşmıştır. 1,2 milyar avro'ya yakın yatırımları bulunan bu firmaların yarıya yakının son 4 yılda kurulmuş olmasının, ülkemiz ekonomisinin son dönemde gösterdiği gelişmenin bir işareti olduğunu düşünüyoruz. AB üyeliği yolunda olumlu ekonomik gelişmeler kaydeden Türkiye'de daha fazla İtalyan yatırımı görmek istiyoruz."

Dışişleri Bakanı Gül, İtalya'nın Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemeye devam edeceğine inandığını da belirterek, "İtalyan halkının bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini aynı kararlılıkla desteklemeye devam edeceğine ve ilişkilerimizin çok boyutlu olarak örnek teşkil edeceğine inanıyorum" dedi.