Bizim aslanlara kurşun işler mi?

Zamanında Cüneyt Arkın'ın ne çok günahını almışız. Surların üzerinde göğsüne saplanan 5 tane oku tek tek çıkartıp, kahpe Bizanslılar'a savuruşuna gülerek, fena halde ayıp etmişiz. Şimdiki yerli dizileri izledikçe, zamanında Cüneyt Ağabey'in filmlerini makaraya sardığım için kendimden utanıyorum... Binbir Gece'de Onur'a pompalı tüfekle defalarca ateş edildi, bir ayda ayağa kalktı. Acı Hayat'ta Nermin'e bir, Mehmet'e iki kurşun isabet etti, bana mısın demediler. Hatta Mehmet, üçüncü gün hastaneden firar edip, intikam için Ender'in peşine bile düştü. Kurtlar Vadisi'nde Halo göğsünden vurulup, dakikalarca kan kaybetmesine rağmen, kurtuldu. Sağır Oda'da Aras Dağlı'yı iki kürek kemiğinin ortasından vurdular. Eminim, kıl dönmesinden daha az ciddi bir tedaviyle ayağa kalkacaktır. Gümüş dizisinde olan biteni anlatmak içinse sözü okurumuz Dr. M.Güner Sermen'e bırakıyorum: "Gümüş dizisinde bıçaklandıktan sonra iki böbreğini de kaybeden ve nakil listesine giren Mehmet, yoğun bakımda bir ünite kan, bir şişe serum ve burnundan giden oksijen hortumuyla öylece yatıyor. Doktorlar da acı çekmesin diye uyutulduğunu söylüyorlar. Peki iki böbreği de olmayan bir adam neden diyaliz makinesine bağlı değil? Şu an böbreksiz yaşıyor yani! Öyleyse insanlar böbrekleri %30 çalışıyor diye neden deli gibi donör arıyor? Mehmet'i bilemem ama bizim uyutulduğumuz kesin!.."