kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Mayıs 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Üzüldüğüm zaman saldırgan oluyorum

Arkadaşlarının kendisine 'deli' dediğini itiraf eden Ayşe Hatun Önal: Çok hassas bir yapım olduğu için üzülünce kilitleniyorum! Elim ayağım kalkmıyor! Sinirleniyor ve saldırgan oluyorum!..
Şarkıcı-manken Ayşe Hatun Önal, önümüzdeki ay çıkaracağı yeni albümü yüzünden çok heyecanlı. "Önemli bir isimden bir beste bekliyorum ama hâlâ cevap gelmedi. O yüzden martta çıkması gereken albüm önümüzdeki aya kaldı" diyen Önal; beste beklediği sanatçının ismini ise sır gibi saklıyor. Marie Claire dergisi için Sezgi Gençay'a röportaj veren genç şarkıcı; 3 yıl önce çıkardığı 'Sonunda' adlı single'dan beri neler yaptığını ve hayata dair düşüncelerini anlattı.

* 'Çeksene Elini'yle patlayan ilk single'ımdan beri kendimi geliştirdim. İşin mutfağına daha çok girdim. Şu ana kadar albüme aldığımız tüm parçaların söz ve besteleri bana ait. Aranjmanları Mehmet Can Erdoğan yaptı. Elektronik ve dans müzikleri dinlemeyi sevdiğim için albüm bu tarz oldu.

İyi işler kalmadı

* Müzik her zaman içimden gelen bir dürtüydü. Musiki cemiyetlerinden, şan derslerine kadar çeşitli tecrübelerim oldu. Ara sıra ilgilendim ama hiçbir zaman kariyer olarak görmedim. Müzik piyasası moda sektöründen çok daha farklı, çetin bir ortam. Böyle olduğunu bilseydim albüm yapmaya kalkışır mıydım bilmiyorum. İnsan sonra anlıyor.

* Albüm çalışmaları dışında günlerim stresli geçiyor. Manken olarak tam zamanlı çalışmayı üç yıl önce bıraktım. Yılda 1-2 defileye çıkıyorum. Mankenliği aktif olarak yapmayı bıraktığımdan beri Türkiye'deki krizlerden dolayı mankenlik geriledi. Eskiye göre iyi işler de kalmadı ama moda çekimleri yapmayı seviyorum.

*
Dünya sürekli değişiyor. Benim de fikirlerim zamanla değişiyor. O yüzden, ömür boyu beste yapıp şarkı söylemeye devam eder miyim bilemiyorum. Benim sağım solum belli olmadığı için kapıyı açık bırakıyorum. Stüdyoya gittiğimde, yeni tınılar bulduğumda, beste yaparken, şarkı söylerken, müzik dinlerken sakinleşiyorum. 'Müzik ruhun gıdasıdır' derler ya, hakikaten ruhumun beslendiğini hissediyorum.

* Müzik dışında haftanın 5 günü kardiyo ve ağırlık çalışıyorum. Bir yıl aradan sonra kick-box'a tekrar başlayacağım. Spor yapmazsam deliririm herhalde... Son yıllarda sakinleşmek için kitap okuyorum. Psikoloji, metafizik türü kitaplar okuyorum. Son zamanlarda kuantum fiziğe merak sardım. Gelişmemi sağlayacağına inandığım kitapları okuyorum.

*
Tatile gitmek istediğim zaman magazinin gözü önünde olmayacağım yerleri tercih ediyorum. Yazın arkadaşlarımın çoğu Bodrum ve Çeşme'ye giderken beni de çağırıyor. Ben oraya gidip sahile indiğimde; ertesi gün gazetelerde çeşitli pozisyonlarda fotoğraflarımı görmek istemiyorum. O yüzden daha çok Miami, New York ve Amsterdam gibi yerlerde tatil yapıyorum.

Çocuk şart değil

* Çocuk yapmayı bir şart olarak görmüyorum ama çok sevdiğim bir insandan ortak bir varlık dünyaya getirmek isterim. Yoksa başka bir sebepten çocuk yapma taraftarı değilim! Küresel ısınmanın bile altında yatan en büyük sebeplerden biri bana göre nüfus fazlalığı...

*
Bu yıl kendimi artık evliliğe yakın hissetmeye başladım. Galiba birkaç yıl içinde evleneceğim. Bir insanla hayatı paylaşabileceğimi hissediyorum. Aslında ileride gerçekleştirmek istediğim kadınlarla ilgili bir proje de var kafamda.

* Arkadaşlarım deli olduğumu direkt yüzüme söylüyor... Çok hassas bir yapım olduğu için üzülünce kilitleniyorum, elim ayağım kalkmıyor. Üzüntülü olduğum anlarda saldırgan oluyorum, sinirleniyorum.

*
Hayatta hep tetikte ve uyanık olmak gerekiyor. Tutkulu olduğum şeyin beni biraz uyuttuğuna inanıyorum. Maalesef hayatta ne yaparsan yap, uyuduğun her noktada canın yanıyor.