kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Mayıs 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Nazlı Eray yeni romanında iyice uçmuş!

BELGİN ÇOBAN
'Uçmuş' deyimi ona çok yabancı değil elbette... Rüyaların içine giren, zamanlar arası yolculuklar yapan, farklı dünyaları aynı anda görebilen karakterlerden oluşan romanlar silsilesinin yazarı ne de olsa... Merkez Kitaplar'dan çıkan, Nazlı Eray'ın 28'inci kitabı 'Farklı Rüyalar Sokağı', işte bu anlamda belki de hepsinden daha uçuk! Çok uzatmadan romanda neler olduğunu anlatayım, daha doğrusu anlatmaya çalışayım... Arjantin'in efsanevi ismi Eva Peron var bu kitapta, mumyalanıyor ve 22 yıl boyunca öyle boylu boyunca uzanıyor. 5 kilo ağırlığında kanatları olan bir erkek melek de her gece Evita hakkında bilinmeyen detayları anlatıyor bir kadına. Bu kadının kayınpederi Mehmet Ali Bey, ailesi tarafından Güney Koreli bir doktora kopyalattırılıyor. Ne hikmetse Mehmet Ali Bey'in ruhu bir türlü çıktığı bedene giremiyor, onun yerine genç bir Mehmet Ali canlanıyor. Kendini yaşlı bir kadının kocası ve kendisiyle aynı yaştaki oğulun babası olarak bulan Mehmet Ali, kör bir kadının anı defterine tutunuyor. Katarakt ameliyatı olan kör kadın, erkek meleğin ziyaret ettiği kadın aslında; yani Mehmet Ali Bey'in gelini. Ve bu kadın rahmetli Mehmet Ali Bey'in ruhunu görüp konuşabiliyor, dahası Evita'yla da konuşuyor...
Biraz karışık mı oldu? Belki de ben anlatamamışımdır... Şöyle deneyeyim... Gerçek ne, rüya ne, hayal ne? Ölümde mi, yaşamda mı, arasında mı? Geçmişte mi, gelecekte mi, bugünde mi? Hangisi, nerede ve ne zaman, bunların hiçbiri okurken anlaşılmıyor. İroni had safhada. Tam bir kopma noktası! İç içe geçen hikayeler, hayaller, rüyalar... Hepsi bir noktada buluşuyor, bağlanıyor ve bir bütünün parçası haline geliyor. Bu bütün de Eray tarafından 'Farklı Rüyalar Sokağı' olarak adlandırılıyor. Eeee? Akıcı roman okumak isteyenlere... 'Bir de ben dalayım şu rüyalar alemine' diyenlere... İroniye bayılanlara... Gerçeklerden bunalanlara... Bu ülkeyi yönetenlere... Bu roman gider! Ama... Az önce bir yakınını kaybedenler... Daha dün kötü bir hastalığın pençesine düşenler... Halüsinasyon görenler... Ve gerçeğin esiri olanlar... Romanı
elinize almadan, ruhunuzu ve beyninizi olacaklara hazırlamanızı öneririm...