Fransızları iyi tanırım. 30 yıla yakın süren tercüman-rehberlik deneyimlerimde, az Fransız grupla çalışmadım. Kadınlarını da gözlemleme fırsatını buldum. Bu açıdan, Cecilia'nın, yani Madame Sarkozy'nin yaptıkları beni hiç şaşırtmıyor. Fransız kadını alabildiğine başına buyruktur. Ona kolay kolay bağ vuramaz, dürtülerini gemleyemez, sadakat bekleyemezsiniz. Erkekle her alanda eşit olmayı kafasına koymuştur; Amerikalıların sözde ve kuramda var olan azgın feminizmini, o kendi hayatında fiili olarak uygular. Cecilia da öyle yaptı. Sarko'yu boynuzladı, hatta koskoca Fransa'nın cumhurbaşkanlığına yürüdüğü seçimde bile onun yanında olmadı. O dik başlı ve egosu fazla gelişmiş tipik bir Fransız kadını. Elbette uzaktan bakınca, ırkçı ve yabancı düşmanı Sarko'ya bu müstahak dememek elden gelmiyor! Taze başkan, galiba eşinin yerine, kişiliğini borçlu olduğu anlaşılan annesini koyacak. Ne yapalım, 'first lady' olarak eş veremedik, bari anne verelim durumları...
Yayın tarihi: 18 Mayıs 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/18/cm/haber,80D1669B448949CFB920114C7FFA2547.html
Tüm hakları saklıdır.