kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
Her programı tiyatro oyunu gibi görüyorum. Oynamam gereken rolü oynuyorum ama bunu rol olarak yapmıyorum. Bunu, oradaki yarışmacılar da, jüri üyeleri de gerçek kimliklerini ortaya koyarak yapıyor. Herkesin ayrı bir karakteri var ve oradaki karakterlerle birlikte bir oyun çıkarıyorsunuz. Ama bu doğaçlama oluyor; format çerçevesinde.

Her bağırana söz verirsem hepsi bağırmaya başlar

SEZEN BAŞARAN - GÜNAYDIN
'Şarkı Söylemek Lazım' adlı olaylı yarışmanın sunucusu tiyatrocu Behzat Uygur: Jüri üyeleri arasında kimseye torpil geçmiyorum. Herkese eşit mesafedeyim. Ama bana güvenmeleri gerek! Çünkü o yarışmanın sahibi benim..
Tam 14 yıl boyunca her pazar akşamı kardeşi Süheyl Uygur ile 'Şahane Pazar' adlı eğlence-şov programını yaptı Behzat Uygur... Babaları Nejat Uygur'un mesleğini meslek edinen iki kardeş, tiyatronun yanı sıra sunuculuk alanında da kendilerini sevdirdi. 'Şahane Pazar'ın ekranlara veda etmesinin ardından herkes onların yine birlikte ekrana geleceğini beklerken; Behzat Uygur çok ses getiren 'Buzda Dans' adlı yarışmada tek başına sunucu olarak ortaya çıktı. Partneri bu kez Gamze Özçelik olan Uygur, soğuktan çenesi titreyerek veda ettiği yarışmanın ardından bir süredir 'Şarkı Söylemek Lazım' ile ekranda... Zaman zaman jüri ile onlara az söz verdiği gerekçesiyle tartışan Behzat Uygur, "Her bağırana söz verirsem bir süre sonra hepsi bağırmaya başlar ve o zaman işin içinden çıkamam. Bu program benim, bana emanet edildi ve formata uygun bir şekilde kontrol bende!" diyor.

* 14 yıllık 'Şahane Pazar' deneyiminin ardından, yarışma programı sunmak nasıl bir fark? 'Şahane Pazar'da kendiliğinden oluşan bir eğlence ortamı yaratma derdimiz vardı. Ama bunlar yabancı formatlar. Kafanıza göre hareket edemiyorsunuz. 'Şahane Pazar' bizim programımızdı, buna da öyle bakıyorum ama duygusal bir bağım olmaz. 'Şarkı Söylemek Lazım'ın ilginç tarafı, herkesin ünlü olduğu bir program olması. Çok da ciddi bir ödül var. Ödülün dışında yarışmacıların kariyerleri açısından göstermeleri gereken bir performans var.

* Ama bu insanların çoğu şarkıcı olma hayalini ve amacını taşıyan insanlar değil... Keza bu paraya ihtiyaçları var gibi görünmüyor... Hiçbir şey yapmasalar yardım ederler. Buz dansçısı olmayabilirlerdi ama şarkıcı olma ihtimalleri var. Ki Erol Bey 'Dünya çapında şarkıcı yaparım' dedi. (Gülüyor)

*
İnanıyor musunuz buna? Hayır inanmıyorum tabii ki ama Türkiye çapında olabilirler. Türkiye çapında o kadar da zor bir şey değil zaten... Hissettiğim; albüm yapma olasılığı fazla olan 2-3 isim var. Helin Avşar ve Didem Uzel. Sürpriz olarak Semih'in albüm yapmasını bekliyorum. Bu benim düşüncem ama.

EGOMU TOPRAĞA GÖMDÜM

* 'Şahane Pazar'da oradan oraya zıplayan bir adamken; şimdi özellikle finalde heyecanı artırmak için ağır bir tavırla sunum yapıyorsunuz. Sunumunuzdaki bu fark sizi sıkmıyor mu? Sıkmıyor. O format gereği o gerilimin de keyifli olduğuna inanıyorum. Olması gerek. 'Aramızdan ayrılacak çift' derken de hoplayıp zıplayarak yapamazsınız.

* Yarışmadaki tartışmalar; başka şartlarda o tartışmaları asla ciddiye almayacak isimlerin ağlaması, isyanı gerçek mi? Yoksa bütün bunlar bir kurgu mu? Herkes bunu merak ediyor... Öyle bir oyunculuğu gösterebilecek oyuncu dünyada bile tanımıyorum. Robert De Niro'yu getirin jüri üyesi olarak; Erol Büyükburç'un performansını gösteremez. Böyle bir şey konuşulursa inanın ben böyle bir şeyin içinde olmam.

* Jüri koltuğunda oturan isimleri idare etmek, tansiyonu dengede tutmaya çalışmak sizde stres yaratmıyor mu? 'Nereden girdim bu işe' diyor musunuz? Hiç demedim, kriz anlar olacaktı, biliyordum zaten. Samimi söyleyeyim; bana 'Jüri olur musun?' deselerdi olmazdım. Bu yarışmada herkes ünlü. Hepsinin egosu var. Ünlü insanların egosu vardır.

* Sizin yok mu? Ben o programın sahibi ve sunucusuyum. O yüzden egolarımı toprağa gömüp programa çıkıyorum. (Gülüyor) Belki yarışmacı olsaydım benim de egolarım ortaya çıkabilirdi...

KEŞKE SİYASİLER KATILSA!

* Birçok yazar, uzmanlık alanları dışında olduğu için bu ve benzer yarışmalara katılan jüri ve yarışmacıları kınıyor. Konsept içinde olan isimler ise 'eğleniyoruz' diyor. Sizce burada olmaları ne kadar doğru, ne kadar yanlış? Formatın güzel tarafı orada! Hayatında profesyonel olarak şarkı söylememiş, albüm çıkarmamış insanların performans sergilemelesi... Keşke siyasiler de katılsa! Düşünsenize bir siyasinin burada şarkı söylediğini, paten kaydığını. (Gülüyor)

*
İdaresi daha zor olurdu eminim... Onlar meclisten alışkındır! (Gülüyor)

*
Ünlülerden 'Bana neden böyle yaptın, savunamadım kendimi' ya da 'Söz vermiyorsun' diye tepki geliyor mu? Jüriden oldu... Altı jüri üyemiz var. Her birine her etapta 5'er dakika söz versem program biter. Verdiği puana göre ya da söyleyeceği önemli bir şeyi olduğunu hissetme gibi bir durumum var.

* Çok kritik anlarda Oray Eğin'e söz verdiğinizi gibi... Oray gazeteci ve bakış açısı çok farklı. Böyle olunca ondan farklı yorumlar çıkıyor. Ama ben herkese söz veriyorum kritik anlarda. Yine de en çok Oray'ın konuştuğu doğru.

* Oray Eğin'i orada en çok savunan ve seven siz misiniz sanki? Tüm jüriye karşı aynı derecede yakınım ve asla torpilim yok! Oray'ın üslubunu çok benimsediğimi söyleyemem ama söylediklerinin yüzde 90'ı da doğru. Ama kimseye karşı çok sempatim ve antipatim yok. Olsaydı, o Erol Ağabey'in tarihi çıkışında ona daha çok söz verebilirdim. Sonraki etapta gene söz vermedim...

* Bilinçli olarak... Bilinçli, itiraf edeyim! Her bağırıp çağırana söz verirsek, o zaman orada hepsi bağırıp çağırmaya başlar. Bir şekilde de o dengeyi sağlamak lazım.