TARİH: 6 Mayıs 1927... YER: İstanbul Sirkeci'deki Büyük Postane'nin stüdyoya dönüştürülen bir odası. SESİN SAHİBİ: Eşref Şefik. ANONS: "Alo alo, muhterem sami'in, burası telsiz telefonu 1200 metre tul-u mevç 250 kilosaykıl... Bugünkü neşriyatımıza başlıyoruz..." Yukarıdaki, Türkiye'de ilk radyo yayıncılığını başlatan anonstur. Bugün, Türkiye'de radyo yayıncılığının başlamasının 80. yıldönümü. Radyomuz neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt... Radyo benim çocukluğumun vazgeçilmeziydi. Radyo tiyatrosunun başında "Ses: Ertuğrul İmer, Efekt: Korkmaz Çakar" anonslarıyla büyüyen son nesildik biz. Alevlerinin ışığı, "Lambalı" radyomuza vuran kuzinenin üzerinde çay fokurdardı. Ailece odanın ışığını açmazdık ki, radyo tiyatrosunu hayallerimizde daha iyi canlandırabilelim... Eşref Şefik, sütünden höpürtülü bir yudum alıp, güreş müsabakalarını anlatırdı. Şükran Güngör "Kaptan Amca" olur, biz çocukları okyanuslarda gezdirirdi. Orhan Boran, Yuki ile yüzümüzü gülümsetir, Halit Kıvanç yarışma sunardı. Zeki Müren, "Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun aziz dinleyenlerim" derdi hep. Annem mutfakta bulaşık yıkarken "Beraber ve Solo Şarkılar" programına eşlik ederdi... Güzel günlerdi, çok güzel... Sonra televizyon geldi. Bizim lambalı radyo, tavan arasının yolunu tuttu. Bu yazıyı sonuna kadar, sıkılmadan okumanızı arzu ediyorum. İhmal ettiğimiz eski bir dostun gönlünü almak için... 80 yıl önce başlayan radyo yayıncılığı, telgraf haberleşmesinin bitiminden hemen sonra akşam saatlerinde İstiklal Marşı ile açılır, 4-4,5 saatlik yayın yapılırdı. Programların içeriği ise müzik, söyleşi ve haberlerden oluşurdu. "Telsiz Telefon Stüdyo Alaturka Mık Heyeti" fasıl programlarını "Telsiz Telefon Stüdyo Orkestrası" ise Batı Müziği programlarını gerçekleştirirdi. İstanbul'da başlayan radyo yayıncılığını kısa bir süre sonra Ankara Radyosu yayınları takip etti. Halkın radyoya olan ilgisi giderek arttı. Radyo, Türk halkı için eğlendirme ve vakit geçirme aracı olmasının yanı sıra eğitme ve bilgilendirme işlevi de gördü.
KİMLER GELDİ, GEÇTİ? Bu zaman diliminde kimlerin sesleri evimize konuk olmadı, gönül tahtımıza kurulmadı ki? Güreş müsabakalarının unutulmaz sunucusu Eşref Şefik, dünyada haber okuyan ilk kadın spiker Emel Gazi Mih ve BakSüha Ediboğlu, Jülide Gülizar, Elife Hazin Güman, Tarık Gürcan, Altemur Kılıç, Orhan Boran, Şebnem Savaşçı, Aylin Özmelek, Ersin Tunçkaya, Altan Varol, Başak Doğru, Bengül Erdamar gibi unutulmaz pek çok isim... İstanbul Radyosu'nun kuruluşundaki ilk müzik heyeti; TanburMes'ud Cemil, Neyzen Tevfik, Kemençeci Ruşen Ferit Kam, Fahire ve Refik Fersan, Vecihe Daryal, KanunAhmet Yatman, KemCevdet Çağla, ilk hanende Zeki Çağlarman ve ilk kadın solist Vediha Rıza Hanım... Daha sonra bu heyete eklenen sanatkarlar Artaki Candan, Niyazi Seyhun, Süheyla Bedriye Hanım, Nubar Tekyay, Hafız Burhan ve Münir Nurettin Selçuk, Emin Ongan, Hakkı Derman, Ercüment Batanay, SelPınar, Safiye Ayla, Zeki Müren, Feriha Tunceli, AlYavaşça, Cahit Peksayar, Cüneyt Kosal, Süleyman Erguner, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Güzide Kasacı, Yıldırım Gürses, Recep Birgit, Rıza Rit, Melahat Pars, Serap Mutlu Akbulut, Mediha Şen Sancakoğlu, Mustafa Sağyaşar... Türk Halk Müziği'nde ise Sadi Yaver Ataman, Camile Cevher, Aziz Şenses, Muzaffer Sarısözen, Ahmet Sezgin, Yücel Paşmakçı, Turan Engin, Neriman Altındağ Tüfekçi, Nida Tüfekçi, Ali Ekber Çiçek... Caz Orkestrası'nda; Süheyl Denizci, Neşet Ruacan, Fatih Erkoç, Kerem Görsev... Radyo değil, sanki sanatçı pınarı... Hepsinin adlarını tek tek yazdım ki, isimlerini okurken, dünyamıza kattıkları renk, ruhlarımıza verdikleri ahenk için aramızdan ayrılmış olanlara ikişer saniyelik saygı duruşu, hayattakiler için hal hatır sorma yerine geçsin... Lambalı radyomun 80. yılı kutlu olsun!.. NOT: Bu yazıyı hazırlarken danışmanlığına başvurduğum değerli dostum, İstanbul Radyosu TSM Müdürü M.Faruk Salgar'a şükranlarımı sunuyorum.
Yayın tarihi: 6 Mayıs 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/06/gny/haber,5A9DEA84E57147F4A1842303A1D044BB.html
Tüm hakları saklıdır.