kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Nisan 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
ŞELALE KADAK

1-AKM yıkılmasın, 2-Kıraçlar'ın kültür merkezi unutulmasın

Atatürk Kültür Merkezi (AKM) yıkılsın mı yıkılmasın mı? Bir tartışmadır gidiyor. Öncelikle Türkiye'nin var olanı yıkıp yerine yenisini yaptıracak kadar zengin olmadığını düşününler arasında olduğumu söylemek istiyorum.
Evet bu ülkenin o kadar çok parası varsa, niye bir tane daha kültür merkezi inşa edilmiyor ki?
Yazıya AKM'yle başlayıp aslında sözü İnan Kıraç'ı şu günlerde hummalı bir çalışmanın içine sokan Suna Kıraç Kültür Merkezi'ne getirmek istiyorum.
Gözden kaçmış gibi görünüyor. Oysa, evet İstanbul denince iddialı mimarisiyle akla gelecek bir kültür merkezi çoktan projelendirildi bile. İnan Kıraç, her şey olup bitmeden kültür merkeziyle ilgili detayları anlatmıyor olabilir. Projeyle övünüp durmayabilir.
Uzun bir süredir eşi Suna Kıraç'ın en büyük hayallerinden birini gerçekleştirmek için çalışan İnan Kıraç, kültür merkezi için dünyanın en tanınmış mimarlarından birini, Kanadalı Mimar Frank O. Gehry'yi seçti.
Kıraçlar bu kültür merkezi için tam tamına 135 milyon dolar harcayacak. Hatırlıyorum aylar önceydi, daha henüz projeyle ilgili bazı prosedürler tamamlanmamıştı. İnan Kıraç'a proje için Kanadalı mimarı seçtiklerini duyduğumu söyleyince, 'Şelale, Suna Hanım 200 milyon doları kültür ve sanat projeleri için ayırıp, koydu bir kenara. Projemiz hazır olunca anlatacağız. Biraz bekler misin' demişti. Sonra da Rıdvan Akar'ın kaleme aldığı 'Ömrümden Uzun İdeallerim Var' isimli Suna Kıraç'ın kitabında projenin detaylarına yer vermişti.
Yukarıda anlattıklarımı özetlemem gerekirse, durum şudur. Evet belki AKM hiç de etkileyici olmayan bir mimariye sahip. İçinde de teknik sorunlar barındırıyor olabilir. Ama İstanbul'un bence AKM'siz tek bir gün bile geçirecek lüksü yok, çünkü böyle onlarca merkezi yok. Teknik sorunlar giderilmeli ve AKM yoluna devam etmeli.
Öte yandan, İstanbul denince akla gelecek bir kültür merkezimizin olması hepimizin en büyük hayali belki. Ve onu da Kıraçlar gerçekleştiriyor.
Tepebaşı'nda yine Kıraçlar'a ait Pera Müzesi'nin tam karsında yer alacak olan kültür merkezi, iki ana yapıdan oluşacak ve 1650 kişilik konser salonu ve 500 kişilik tiyatro salonuyla Türkiye'nin sanat dünyasına büyük bir katkıda bulanacak. 30 bin metrekarelik kapalı alanda yer alacak merkezde sanat ürünlerinin satılacağı bir alışveriş merkezi, restoran ve kafe de yer alacak.
Bakalım mimar Frank O. Gehry'nin İstanbul için çizdiği kültür merkezi projesi, yine onun ellerinden çıkan Bilbao'daki Guggenheim müzesi kadar etkileyici olacak mı?
Küçük bir hatırlatma. Gehry, dünya mimarlık literatürüne 'Bilbao Effect'
yani Bilbao Etkisi'ni kazandıran isim olmuştu.
Kimsenin seyahat etmek için tercih etmediği sevimsiz sanayi kenti Bilbao, çarpıcı Guggenheim'in çarpıcı mimarisi sayesinde bir anda ilgi odağı haline gelmiş ve Barselona'yla yarışmaya başlamıştı.
Tabii İstanbul'un zaten muhteşem bir şehir olduğu ortada. Gehry
belki çizimiyle İstanbul'un tanınmışlıkta ve turistik seyahatlerde gecikmiş olan hakkını almasına yardımcı olur, o kadar.