"SANATÇI halka örnek olmalı" demişler ve yola düşüp, Adana'da Kızılay'a kan vermişler, Beyaz Gelincik dizisi ekibi, toplu halde..
Beşiktaş'ın ünlü Çarşısı bugün toplu halde kan veriyor.. Sporcunun örnek olması için..
Ben art arda ameliyatlar geçirdiğim 1973'ten sağ salim çıkabildiysem, kan bağışları sayesindedir. Zamanında bulunmasa, bugün yoktum..
Kan bağışında liderlik önemlidir.. Lider tavrı önemlidir. 1966.. Muhabere Okulu'nda teğmenim. Bölük komutanına vekalet ediyorum. Kızılay'ın en büyük kan kaynağı ordudur.. Gene gelmişler okula, koca bir TIR kamyonu ile.. İçinde yan yana yataklar.. Gönüllülerden kan alacaklar..
Ordu orası ama, emirle kan verilir mi?. Gene de gönüllü olacaksın..
Bir saat sonra, Kan Merkezi sorumlusu odama geldi..
"Sizin bölükten iki şişe kan alabildik ancak.."
Bre aman.. 400 kişiden fazla aslan gibi delikanlı var, benim bölükte..
Niye?..
Şöyle bir girdim bölüğün arasına, sezdim..
"Bu makbul bir şey olsa, önce komutan uzanır yatağa.."
Derhal emir verdim.. Emir.. Gayri resmen emir, nazımın geçtiklerine..
Başta ben ve takım komutanı asteğmenlerin hepsi, yan yana yatıp kan vereceğiz, eratın önünde.. Bir iki asteğmen mırın kırın etti, ama emir demiri kesiyor..
Apoletlileri kan verirken gören bölük anında kuyruğa girdi.. Benim bölük o gün Muhabere Okulu Kan Verme rekoru kırdı..
200'den fazla şişe kan verirken, o kanların birkaç yıl sonra bana geri dönüp hayatımı kurtaracağını nerden bilirdim. Pınar Karadağ'dan bir eposta.. Kocaeli Üniversitesi Gebze Meslek Yüksek Okulu Borsa ve Finans Bölümü, Toplumsal Duyarlılık dersinde, bir kan bağışı kampanyası projesi hazırlamışlar.. Ne mutlu onlara..
Aslında kan vermek isteyen gönüllü çok.. Sorun almakta.. Bu işi kolaylayamadık bir türlü.. Nereye baş vuracağını bilmiyor kimse.. Hele İstanbul'da gönüllü kan için gidip de çıktıklarında arabalarını çekilmiş bulan o kadar çok şikayet aldım ki.. Kan vermeye yürüyerek mi gelir insan.. Bir otopark kolaylığı dahi yok, Kızılay Kan Merkezi'nin..
"Yüz vermediler, terslediler, geri çevirdiler" şikâyeti de çok aldım, çeşitli kentlerden..
Necdet Karataş.. Dünyanın en kıymetli şeyi, ilik.. Bağışlamak istiyor.. Hani geçenlerde okudunuz, abla kardeşine vermemiş iliğini.. İşte o iliği gönüllü verecek.. İnternetten Kemik İliği bankasını bulmuş.. Aramış.. İstanbul Tıp Fakültesi'ne bağlı..
Önce kan alınıp, kontrol gerekiyormuş..
Amma velakin şu sıralar bunu yapamıyorlarmış.. Ödenek yetersizliğinden malzeme kalmamış ellerinde..
"Gelince biz sizi ararız" demişler.. Bu arada o iliğe muhtaç kaç hasta ölüyor, bilemezsiniz..
Kan bağışı, ilik bağışı, organ bağışı.. Bunlar kutsal, bunlar insanı bu dünyada mutlu, öte yanda cennetlik yapan şeyler.. Ama benim ülkemde hadi gel de bağışla.. Verene kadar akla karayı seçiyor, sonunda lanet edip, vazgeçiyorsun..
Siz gene de verin.. Vermeye çalışın..
Yayın tarihi: 21 Nisan 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/21//haber,733E7ADDD1E348148895D7D021527290.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.