'Darbe günlükleri' aydınlanacak mı?
Geçen hafta Nokta dergisi üç yıl önce Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen günlükleri yayınladı. O günlüğün 14 Ekim 2004 tarihli sayfasında aynen şöyle yazıyordu: "Fenerbahçe'ye Aytaç Paşa'lara gittim. Daha çok o konuştu. 'Şener (Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur) bizden habersiz darbe planı hazırlatmış. Adı da 'Ayışığı'. Darbede kimin başkan olacağı belli değil." Aslında o günlüklerde Türkiye'nin bir değil, iki darbe girişimi atlattığı yazıyordu. Kısaca "Kıbrıs Sorunu" nun tartışıldığı o günlerde Türkiye önemli bir dönemeçten geçmişti. İşte bu günlükler, yüksek sesle olmasa da günlerdir tartışma gündemimizde. Son olarak Başbakan Tayyip Erdoğan da katıldı bu tartışmaya. Ve çok çarpıcı açıklamalar yaptı: "Bu konuda savcılıklara ciddi manada görev düşüyor. Ama onlardan ses yok. Birinci derecede malum dergiden, yani Nokta'dan başlamak lazım. Derginin haberinin ihbar kabul edilip, o derginin yetkililerinin çağrılması lazım." Başbakan Erdoğan burada durmadı, önemli bir cümle daha söyledi: "Çağırıp soracaksın, 'Belgelendir' diyeceksin. Belgelenme söz konusu olduğu anda da bu iş nereye gidiyorsa oraya kadar gider." Doğrusu sivil ve çok demokrat bir yaklaşım bu. Ama ortada garip bir durum var; biz bu sözleri bir yerlerden hatırlıyoruz. Çok değil bir buçuk yıl önce Şemdinli'de bir şeyler olmuş ve o zaman da benzer sözler edilmemiş miydi? Peki sonra ne oldu? Sonunu kadar gidilemediği gibi savcı Ferhat Sarıkaya görevden alındı. Bu da yetmedi, mesleğinden de oldu. Benzer bir sonu, daha önce Adana'da görev yapan savcı Sacit Kayasu da yaşamıştı. O da 12 Eylül darbecileri hakkında dava açmak istemiş ama açtığına açacağına bin pişman olmuştu. Akıbeti ne olacak bilinmez ama "Darbe günlükleri" ile ilgili davayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı açtı. Nokta dergisine yönelik bu dava kuşkusuz önemli bir adım. Zaten Nokta dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş de aynı arzu içinde olduğunu söylüyor ve şöyle diyor: "Eğer haberimizin yalan olduğunu söylüyorlarsa savcılar dava açsın. Bütün belgeleri mahkemeye verelim, bu mesele yargı önünde bütün açıklığıyla tartışılsın. Biz yalan söylüyorsak biz yargılanmalıyız, biz doğru söylüyorsak darbeyi planlayanlar yargılanmalı." Savcılık beklendiği gibi işe Nokta dergisi ile başlayacak. Belki de bu süreç, bizdeki askeri darbeler tarihi açısından bir ilk olacak. Tabii olacak mı, tam olarak bilmiyoruz. Çünkü, bu ülkede bir şeye başlamak sorun değil, sorun başlanan işi bitirebilmek. Onun için de soruşturmayı açan savcının arkasında sadece toplum değil siyasi irade de durmalı... Ve Ahmet Altan'ın dediği gibi... "Söylenen yalansa Nokta'yı yargılayın. Doğruysa generalleri... Unutmayın, bu dönemeçte hukukun gereğini yapmayanlar darbenin gizli suç ortakları olur. Ve, darbe gibi darbenin suç ortaklığının da cezası vardır."
|