| |
Karagücü'nün millileri
Bir gün yolunuz Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Ankara'daki Rehabilitasyon Merkezi'ne düşerse, mutlaka spor tesislerine de uğrayın. Orada teknik direktörleri Halil İbrahim Köprülü ile Mehmet Acet'in gözetiminde antreman yapan futbolcular göreceksiniz. Formalarında "Karagücü" yazıyor. Bu takımın bir özelliği var: Oyuncuları "Ampute". Birer ayakları yok. Kalecilerin ise birer kolu. Ve de hepsi de vatan uğruna yazılmış destanların kahramanı. İsmail Temiz, 1994'te Cudi Dağı'nda mayın bir ayağını kopardı. Uğur Özcan, 1994'te askerliğinin bitmesine 15 gün kala Şırnak'ta mayına basınca bir ayağından oldu. Kahraman Yakut, 1998'de Kuzey Irak'ta mayına basarak bacağını yitirdi. Adem Püskül, İngilizce öğretmeniydi. Yedek subay olarak Şırnak'ta görev yaparken 2002'de mayına basıp ayağını kaybetti. Ali Budat, 2002'de Şırnak'ta mayına bastı ve... Pekçoğu "Türkiye Ampute Milli Takımı"nda oynayan o yiğitleri dün bir kez daha hatırladık. Çünkü "4 Nisan Dünya Kara Mayın Bilinci ve Mayınla Mücadeleye Destek Günü"ydü. İHD, Mayınsız Bir Türkiye Girişimi, Mazlum-Der, SODEV, Türkiye Sakatlar Derneği, Türk Tabipleri Birliği ve daha nice sivil toplum örgütü günün anlam ve önemine uygun olarak bildiriler yayınladılar, etkinlikler düzenlediler. Bildirilerde Türkiye'nin imzaladığı Ottawa Sözleşmesi uyarınca 2008'e kadar depolardaki 3 milyon mayını, 2014'e kadar da topraktaki 1 milyon mayını imha etmesi gerektiği, ancak henüz ciddi bir çalışma görülmediği anlatıldı. Sonra da "Mayın can almaya devam ediyor" denilerek veriler sıralandı: "2002-2006 arasında çoğu çocuk 227 kişi öldü, çoğu sivil 560 kişi yaralandı. Her yıl ortalama 180 kişi, mayın veya patlamamış askeri malzeme nedeniyle yaşamını yitiriyor ya da sakat kalıyor."
Ya PKK'nın mayınları Tüm bildirileri, tüm açıklamaları sonuna kadar okuduk, ne yazık ki hiçbirinde terör örgütü PKK'nın mayınları ve toprağa yerleştirdiği patlayıcılarıyla ilgili tek sözcük, tek kınama ifadesi bulamadık. Oysa bildirilerde iddia edilenin aksine, kurbanların çoğu sivil değil asker. Örneğin 2006'da mayınla ölen 37 kişiden 6'sı sivil. Gerisi polis (2), korucu (4) ve asker. Silahlı Kuvvetler geçen yıl mayına 25 şehit verdi. 2005'teki 43 kurbanın da 21'i askerdi. Terör örgütü sözde geçen yıl önce İsviçre'de, ardından Kandil Dağı'nda mayınlarla mücadele eden BM destekli "Cenevre Çağrı Örgütü"yle "Kara mayını kullanmama" anlaşması yaptı. Anlaşmanın imzalandığı gün Bitlis'te 5 asker PKK mayınlarının patlamasıyla şehit oldu. Sonra da Bingöl'de Binbaşı Adil Karagöz. İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Walter B. Gyger'in açıklamasını hatırlıyor musunuz? Şöyle demişti: "Anlaşma topuk mayınını içeriyor. Bitlis ve Bingöl'de kara mayını kullanılmış!" Yani, PKK'nın uzaktan kumandalı mayınları anlaşma dışı, serbest! İki gün önce Mardin'de bir güvenlik görevlisi PKK'nın patika yola döşediği mayına basarak yaralandı. Dün Siirt'in Eruh ilçesinde, Mardin'de, Şırnak'ta teröristlerin saklandıkları mağaralarda patlayıcılar, araziye patlayıcı yerleştirmekte kullanılan düzenekler, antitank mayınlar, kara mayınlar ele geçirildi. Tabii onlar da anlaşma kapsamı dışında! Ve sivil toplum örgütleri de onlardan söz etmiyor. Herhalde kapsam dışı olduğu için. Ve Ankara'daki Rehabilitasyon Merkezi'nin spor tesislerinde antreman yapan "Ampute" milliler "İki ayakla koşmayı özlüyoruz" diyorlar gözyaşlarını içlerine akıtarak...
|