Terim'in en zor maçı
Fatih Terim'in 2008 Avrupa Şampiyonası Elemeleri başlamadan önceki hazırlık döneminde tek hedefi vardı. İnandığı saha içi ve saha dışı felsefesini oyuncularına monte etmek. Kadro toplandığında, kamp döneminde üst düzeyde bir arkadaşlık ve dayanışma, maçlarda da oyun disiplininden kopmadan takım halinde disiplinli ve yürekli bir mücadele vardı. Fatih Terim'in rakiplerinin özelliklerine göre uygulatacağı taktikler dışında genel oyun planı günümüz futbolunun istediği ilkeler çerçevesinde. Topun olduğu bölgelerde çoğalmak, pres, yardımlaşma, rakip atakların olgunlaşma döneminde takım halinde geride kalabalıklaşıp alan daraltmak, kazandığımız toplarda da hücumu düşünmek. Bütün bu prensipler oturduğu zaman çok zorluklarla karşılaşmaz, inancınızı kaybetmezsiniz. İşte Yunanistan örneği. Maç öncesi ciddi sorunlar var, ligimizin kalitesi yetersiz, oyuncularımızın form durumu istenilen düzeyde değil. En önemlisi bir cezalının yanında sakatlıklar rekor seviyede. Rüştü, Yıldıray, Arda, Emre, Fatih Tekke, Nihat, Halil, İbrahim Toraman yok. Ama Fatih Terim bütün bu zorluklara rağmen yüksek moralini oyuncularına aşıladı. Yunanistan garantili oynayan, skor avantajına sahipken hatta skorda denge varken bile takım savunmasını birinci planda tutan, rakiplerini bozan, az pozisyon veren bir takım. Avrupa Şampiyonu olduklarında finallerdeki tüm maçlarda toplam 3 gol yediler. Bu anlayıştaki bir takıma, deplasmanda mağlup duruma düştükten sonra 4 gol atmak gerçekten her türlü övgüye layık.
DURAN TOP SIKINTISI Bizim üzerinde çok durduğumuz halde halledemediğimiz en ciddi saha içi rahatsızlığımız kalemize gelen duran toplar. Rakibe deplasmanda çok az sayıda duran top şansı verdiğimiz halde hem yediğimiz gol, hem de yüreğimizi ağzımıza getiren pozisyonlar duran toplardan geldi. Bu rahatsızlığımıza zaman içinde kalıcı bir çözüm bulabilsek çok daha rahat edeceğiz. Bu çok önemli galibiyetin yanında Milli Takımımız'ın Cumartesi gecesi bence ileriye dönük ders niteliğindeki en ciddi kazancı alışılmışın dışındaki sakinliğiydi. Bitmeyen tribün tacizine rağmen hiçbir futbolcumuz, seyirciyle, hakemle ve rakiple uğraşmadı. Büyük bir dayanışma içinde sadece futbol oynamayı düşündüler. İşte sonuç... Yarın gece Norveç ile çok önemli ve çok zor bir maça çıkacağız. Motivasyon ustası Terim'in bence bu konuda en çok zorlanacağı karşılaşma yarın gece olacak. Beyin öyle ilginç bir makine ki bazı şartlarda ona ne kendiniz ne bir başkası gerektiği şekilde yön veriyor. Yunanistan maçının zafer sarhoşluğu 3 gün içinde geçmez. Buna karşılık yedek kadro ile gelen Bosna'ya, evinde 3 puan kaybeden Norveç havlu atmamak için bütün hırsını sahaya yansıtacak. Seyircisiz oynamak da ayrı bir handikap. Hatta bazı zamanlar Atina örneğindeki gibi rakip seyirci bile sizi motive eder. Yunanistan zaferinden sonra Norveç maçını evimizde oynayabilsek müthiş bir desteğe sahip olacaktık. Bütün temennim şu andaki en büyük silahımız olan moralimiz ve özgüvenimizle yarın gece zoru başararak Euro-2008 biletini cebimize koyabilmek.
|