SABAH - 26/03/2007 - Okur Temsilcisi

Şu an 26 Mart 2007 - Pazartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

kapat

Servislerimiz

Kapat

	RSS		Arşiv

	Kırmızı Alarm		Detaylı Arama

	Canlı Borsa		Sarı Sayfalar

	Sesli Haber		Yazarlar

	Podcast		Wap Sabah

	Egazete		Cep Sabah

	Kültür Sanat		Hava Durumu

	Astroloji		Sabah Çocuk

	E-posta		Uçak Seferleri

	Okur Temsilcisi		Mobil

Bizimle çalışmak ister misiniz?

Google Arama

Şu an 26 Mart 2007 - Pazartesi tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

kapat

Sabah, içeriğini okur denetimine açıyor. Gazetedeki haberden baskı kalitesine, web sayfası düzenine kadar, eksik, yanlış, hatalı, meslek etiğine aykırı bulduğunuz, merakınızı uyandıran hususları Okur Temsilcisi'ne iletin. Şikayet, eleştiri, soru ve önerilerinizi bekliyoruz.

Tel:
0212 354 35 08

Fax:
0212 354 36 84

	Fotoğraftaki şahıs
	Hassas dönemeçte gazete 'duruşu'
	Başbağlar katliamı
	Roberto Carlos

Hassas dönemeçte gazete 'duruşu'

Cumhurbaşkanlığı sürecindeki belirsizlik sürer, tartışmalar kızışırken, okurlar da soru (daha çok) ve eleştiri (az sayıda) göndermekte.
Eleştiriler somut örneklere dayanmayan, genellikle Sabah'ı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkmasından yana olmakla "suçlayan" içerikte.
Somut örnek ve dökümlere dayanmadıkça bu eleştirileri ele almıyorum.
Ama sorular yanıt istemekte.
Dr. Adem Berker "Hayati bir dönemden geçtiğimizi düşünürsek gazetem Sabah'ın seçimler öncesinde şu veya bu şekilde tavır alması gerekir diyorum. Siz ne dersiniz?" diye sordu geçen gün telefonda.
Pelin Altıkol, "Sizi tavır koymaya çağırsam fazla bir şey mi istemiş olurum?" diye soruyor.
Böyle sorgulayıcı içerikte 10'a yakın okur tepkisi geldi.
Sayıca artacağa benziyorlar.
Şunları söylemek sanırım yeterli: Gazetecilik zor iştir. Gazetelerin öncelikli işlevi haberleri doğru ve dengeli bir yaklaşımla okurlara ulaştırabilmektir.
Bizim cumhurbaşkanlığı seçimi gibi her seferinde toplumu germiş hassas süreçlerde bu zorluk daha da artıyor.
Gazeteci böyle dönemlerde sağını solunu daha bir kollamak, amiyane tabirle "dolduruşa gelmemek" için özel çaba sarfetmek zorunda kalır.
Dolayısıyla, "işte taraflısınız!" veya "gelişmeleri çekinerek veriyorsunuz!" gibi suçlamalara maruz kalmamak için haber kaynaklarını iyi ölçüp biçmek, defalarca sorgulamak, olabildiğince "isim vermeyen kaynaklar"dan uzak durmak gerekiyor.
Bunlar "olmazsa olmaz"larımız.
Peki, tavır?
Geçenlerde değindiğim gibi, bizim basında düzenli, günlük bir "editorial" (gazete imzalı başyazı) geleneği olmadığı için, okurlar genellikle başyazarın görüşlerini "gazete tavrı" olarak kabul etme eğilimindedir.

'Tavır' okuru rahatlatır
Bu böyle olsa bile, çok önemli dönemeçlerde, ülke adına gelinen hayati eşiklerde okurlarda gazete adına daha net tavır bekleme eğilimi de güçleniyor. Geçmiş tecrübeler bunu gösteriyor.
Gazete yönetiminin bunu dikkate almasında; takdir edilecek önemli bir veya birkaç tarihte cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak, kendi okurlarının beklentilerini ve genel olarak gazetenin duruşunu yansıtan başyazılara yer vermesinde yarar olacağı kanaatindeyim.