|
 |
 |
 |
 |
Asker niye karışmadı?
|
|
Özal'ın cumhurbaşkanı olmasına karşı gelenlerin bayraktarlığını Demirel yapıyordu. Erdal İnönü (SHP) ve yüzde 10'luk seçim barajı nedeniyle Meclis dışında kalan Ecevit (Demokratik Sol Parti), Necmettin Erbakan (Refah Partisi), Alparslan Türkeş (Milliyetçi Çalışma Partisi) ona destek veriyordu. Onlar kadar önemli bir başka direniş odağıydı ANAP'ın içindeydi. Bugün nasıl Başbakan Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasına karşı bin bir laf ediliyorsa... Benzerleri Özal'a söyleniyordu:
* "Seçimi boykot ederiz." n"Özal değil Cumhurbaşkanı, Çankaya'ya noter bile olamaz."
* "Cumhurbaşkanını halk seçsin."
* "Erken seçim yapılsın, Cumhurbaşkanını oluşacak yeni Meclis seçsin."
* "Hele bir çıksın, onu Çankaya'dan indirmesini biliriz."
* "Bu makama iki türlü çıkılır. Biri kartallar gibi uçarak; diğeri, yılanlar gibi sürünerek. O yüce mevkie uçarak çıkmak gerekir."
* "Halkın yüzde 80'inin desteklemediği bir parti cumhurbaşkanını seçemez."
ORDUNUN TAVRI 1960'tan 1982'e tüm Köşk seçimleri silahların gölgesinde, hatta namluların ucunda gerçekleşmişti: Siviller ciddi biçimde baskı görmüş, hatta tehdit edilmişti. Ancak 1989 seçimlerinde bir ilk gerçekleşti. Bazı alt rütbeli subaylar Özal'ı istemiyor, sağda solda toplantılar filan yapıyordu. Özal, Köşk'e çıktıktan sonra, Murat Şeref Baba adlı bir teğmen "Sizin cumhurbaşkanlığınıza alışamadım" diye mektup yazmıştı. Bu tavır sözünü ettiğimiz hislerin ifadesiydi. Ordu üst yönetiminin ise Özal'a bir itirazı yoktu. Olsa dahi bunu gizlediler. Aktif biçimde ortaya dökmediler. Bunu birkaç nedene bağlayabiliriz: 1) Askerlerin fikir ve taleplerini ifade edebildikleri güçlü Milli Güvenlik Kurulu bazen ikinci bir hükümet gibi davranıyordu. 2) Ekonomik durum fena değildi. PKK sorunu hariç toplum katında önemli bir gerilim yoktu. 3) ABD yönetimi Özal'ı destekliyordu. 4) Asker kökenli Kenan Evren ile Özal birçok konuda anlaşıyordu. Peki o arada Özal ne yapıyordu? Turgut Özal, Ocak 1988'de Evren'in ağzını aramıştı: "Görev sürenizin uzatılmasını ister misiniz?" Evren böyle bir hevesi olmadığını belirtince de Özal rahatlamış ve konuyu bir daha açmamıştı. Ailesiyle, partililerle ve gazetecilerle konuşup tartışan Özal, 17 Ekim günü, ANAP Grubu'nda uzunca ve etkileyici bir konuşma yaparak Cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıkladı. Dakikalarca alkışlandı.
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|