Doğru söyle!
Gerçek gazetecilik istiyoruz. Gazetecilerin işlerini daha iyi yapmalarını, daha iyi iş yapmalarını istiyoruz. Gazetecilerin hakikati söylemesini istiyoruz. Gazetecilerin daha farklı seslere açık olmalarını istiyoruz. Gazetecilerin, resmi katip, güçlü birilerinin söylediklerini yazan bir stenocu olmalarını değil, daha yırtıcı habercilik yapmalarını istiyoruz. Gazetecilerin önemli olaylarda, suistimallerde, yolsuzluklarda işin peşini bırakmamalarını istiyoruz. Gazetecilerden gerçek görüntüler, fotoğraflar istiyoruz. Bize hakikati söyleyin ve hakikati gösterin!
Korkma şekerim; bunu senden istemediler. Henüz. İstenseydi, normal olaraktan, azıcık ürkmen gerekirdi. Belki mesleğe, nasıl deniyor, bir "come back" yapar, geri dönerdin. Hoş, yolu çoktan unutmuşsundur. İstenseydi, normal olaraktan, birazcık yüzün kızarırdı. Belki koltuktan, nasıl deniyor, "go home" yapar, eve giderdin. Hoş, oraya çoktan yapışmışsındır. İstenseydi, hakikati seçerek, ayırarak, ayıklayarak, hakikatin aslı olmaktan çıkararak vermekten dolayı yüreğin sıkışırdı. Belki hakikate, nasıl deniyor, "commit" olur, kendini adardın. Hoş, o ruhu çoktan kaybetmişsindir. Korkma şekerim, senden istenmedi bunlar. Sen bildiğin gibi yapmaya, aslında bildiğini dahi yapmamaya, hakikat madrabazlığıyla yine caka satmaya devam et. Bu cephede yeni bir şey yok! Bir dilekçe, bir "Doğruyu söyleyin!" talebi bile yok.
Girişteki çağrıyı, ABD'de "Demokrasi için medya" gibi sivil toplum hareketleri, yalanlarla savaşa ve işgale yazılmış, savaştan yazılanlarla uyumuş ve artık bu halinden yavaş yavaş utanıp sıkılmış ve sorumlu yalancıları, esasen medyayı, gazetecileri uyarmak isteyenlerin imzasına açtı. Basit bir metin. Metin ol Metin. Olmayacak şey değil bunlar. Olacak şey mi bunlar! Gazeteciden "Hakikat" ten, "hakikat arayışı" ndan, "hakiki gazetecilik" ten başka ne beklenir ki. Yani, öyle olmalıydı. Orada da burada da. Olamadı. Bir hüzündür aslında gazetecilik; oynayanlara, kıvıranlara bakıp şen şakrak, daimi bir şenlik sanmayın. Bir hüzündür ve boğazlarda bir düğümdür. Doğru söyle, değil midir?
|