|
|
Çocukların sorunlarında bilimsel olmayan tedaviler
Hasta olmak zordur. Çoğu kez doktora gitmek, ilaç kullanmak, kontrole gitmek hem zor gelir hem de yorar ve endişelendirir. Hele bir de hastalığınız zor, uzun süreli bir hastalıksa kaygınız da sıkıntınız da artar. Hasta olan çocuğunuzsa durum daha da zordur. Çocuğunuza konulan tanı, hemen tedavi olamayan, ömür boyu sürecek olan ya da çaresiz denilen türde ise ailenin duyguları çok karışır. Daha çabuk çözüm getirecek, çare olacak her şeyi herkes denemeye başlar. Bu araştırmalar sırasında doğruyu bulmak kadar, yanlışı bulmak da olasıdır. Özellikle denetlemenin çok iyi olmadığı, henüz yasaların engel olamaması nedeniyle bilimsel olmayan yöntemlerin basında 'mucize' olarak kolayca tanıtılması, üstelik bunların dürüstçe reklam adı altında değil de bilimsel yöntem gibi sunulması sorunlara yol açar. Bu sorunların en önemlisi çocukların elde olan, yapılabilecek tedavilerden mahrum kalmaları, gecikmeleridir. Bazen bu gecikmenin sonuçları çok ağır olur. Yersiz umutlanmalar sonucu meydana gelen hayal kırıklıkları, büyük maddi kayıplar ve bu nedenle sonra gerçek tedavilerin ve gerekli bakımın yapılmasında çekilen sıkıntılar, gittikçe artar. Her alanda olduğu gibi, 'umut' diye sunulan bu bilimsel olmayan tedaviler, psikiyatri alanında da vardır. Hem çocuklarda hem de erişkinlerde ileri sürülen, ama bilimsel etkinliği kanıtlanmamış yöntemler vardır. Bir de NLP gibi başka amaçlarla uygulanan yöntemlerin, her türlü hastalığın tedavisinde, üstelik hastalık tanıma ve tedavi etme eğitimi almamış, yasal hakkı olmayan kişilerce uygulanması söz konusudur. Çocuk ruh sağlığı alanında özellikle iki sorunda benzer tedavilere ilişkin sorularınız çok sık geliyor. Otizm ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu konusunda uygulanan ve çare olduğu söylenen bu bilimsel olmayan yöntemleri gözden geçirelim.
YİYECEKLERİN FAYDASI VAR MI? Bazı yiyeceklerin ve diyet programlarının, otizm ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu üzerinde etkinliği olduğu düşünülmüştür. Birçok anne-baba kanda şeker yükselmesi, alerji, bazı yiyeceklerin fazla alınmasının dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu yapabileceği düşüncesini benimsemiştir. Bu nedenle çocuklara şeker miktarı kısıtlı, boya katılmayan yiyecek ve içeceklerden oluşan diyetler uygularlar. Yapılan çalışmalarda, otizm ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun ortaya çıkışında ve ilerlemesinde herhangi bir yiyeceğin etkisi görülmemiş, vitamin eksikliği ya da fazlalığı bulunamamıştır. Yüksek dozlarda verilen vitaminlerin soruna iyi geldiğine ilişkin bir veri de yoktur. Ayrıca çalışmalar, zaten sorunu nedeniyle sık uyarılan, engellenen çocuklara uygulanan yiyecek-içecek kısıtlamasının yarardan çok zarar getirdiğini göstermektedir. Naturopathic, homeopathic, herbalekler, bazı yağ asitleri, vitaminler ve balık yağının ne kadar etkili olduğu bilinmemektedir. Çinko eksikliğinin dikkati azalttığı bilinmektedir. Ancak çinko verilmesi bulguları düzeltmemektedir. Son yıllarda 'beyin elektroansefalografisi' ve buna bağlı görüntüleme yöntemlerini kullanarak, biofeedback ve nörofeedback uygulamaları dünyanın her yerinde görülmüştür. Defalarca eğitilince, hastaların beyin elektro fizyolojik akımlarını değiştirerek ilaç kullanmadan sorunu çözebilecekleri ileri sürülmüştür. Ancak bu varsayımlar, bilimsel olarak ispatlanmamış ve ulusal sağlık örgütlerince kabul görmemiştir. Bu nedenle Amerikan ve Kanada psikiyatri birlikleri, bu tedavileri 'tartışmalı' bulmakta ve üyelerine kullanmamalarını önermektedir. Çocukların yeterli fiziksel harekete ve spora yönelmeleri, ruh ve bedensel sağlığı için çok gereklidir. Bu, her çocuk için önemlidir. Ancak çocukları aşırı hareket ettirerek, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olanların, yorgunluk derecesine getirilmeleri uygun değildir. Bunun sorunun belirtilerini azalttığına ve eğitim başarısını artırdığına ilişkin bilimsel bir kanıt yoktur. EEG bulgularına bakılarak tanı koymak ve hangi ilacın iyi geleceğini saptamak mümkün değildir. Renkli beyin görüntüleme yöntemlerini kullanarak bu hastalıklara tanı koyma, tedaviyi seçme ve tedavinin etkinliğini izleme gibi bir bilimsel bulgu yoktur. Sadece bu hastalıklarda değil, ruhsal hastalıkların hiçbirinde bu tür incelemelere bakarak karara varılamaz.
OKSİJEN TEDAVİSİ VE OTİZM Son zamanlarda artan bir şekilde hiperborik oksijen tedavisinin otizm ve zekâ geriliği tedavisinde etkili olduğu basında sıkça yer alıyor. Oldukça pahalı olan ve sadece birkaç kişinin yapabildiği söylenen bu yöntemin bu hastalıklar üzerinde olumlu bir etkisi saptanmamıştır. Asıl olarak vurgun yiyenlerde, ayrıca karbonmonoksit zehirlenmesi, diabetik yaralar gibi sorunların tedavisinde kullanılan bu yöntem otizm ve zekâ geriliğinde etkili değildir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu; aile ve çocuk eğitimi, otizm ise eğitim ile sonuç alınabilen hastalıklardır. Her ikisi de tedavi edilmeyip eğitim verilmediğinde çocuk zarar görür. Ailelerin bilimsel etkinliği kanıtlanmamış önerilere zaman ve para harcamaları, çocuklara zarar vereceğinden önerilmez. Onaylanmamış ve denetlenmeyen ürünlerin saflığı ve zarar vermeyecekleri bilinemeyeceğinden, uzmanlar tarafından önerilmemektedir. Gereksiz alınan ve vücutta gereğinden fazla bulunan her şey ister vitamin, ister doğal ürün olsun dengeyi bozar ve zarar verebilir. Bilimsel etkinlikleri kanıtlanmamış yöntemlerin en zararlı etkisinin tedavi geciktirmek olduğunu unutmayarak, çocuğumuzu ve ailemizi umut satanlardan korumamız gerekir.
|