SABAH - 'Kompleksli oldukları için davetime gelmediler'
kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Kompleksli oldukları için davetime gelmediler'
'Kompleksli oldukları için davetime gelmediler'
'Oray iğrenç bir şey yazmış'
'DORSAY'ın bilinci gelişti'

'Kompleksli oldukları için davetime gelmediler'

Türkiye'nin belki de en çok eleştirilen yönetmeni Sinan Çetin, yedi yılın sonunda Romantik'i vizyona soktu. Çetin, kendisinden hoşlanmayanların filmi izledikten sonra onu sevebileceklerini söylüyor ve filmin galasına gelmeyenleri kompleksli olmakla suçluyor.

Yeryüzündeki en tehlikeli şeyin inanç sistemimiz olduğunu düşünen Sinan Çetin, son filmi Romantik için "Seyirci önce Okan'ın hikâyesine inandı, Okan'ın hikâyesini yıktım. Teoman'ın hikâyesine inandı, Teoman'ın hikâyesini yıktım. Yasemin'in hikâyesine inandı, onu da yıkıp Semih Sergen'in hikâyesine... Bu film devamlı seyircinin inandığı şeyi yıkan bir film olduğu için, öz ve biçim açısından dünyada yapılmış en tutarlı filmlerden bir tanesi," diyor.

- Hıncal Uluç, Romantik için "Eşkıya'dan bu yana çevrilmiş en iyi Türk filmi," diyor. Hoşunuza gitmiştir ama gene de bu saptamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
-
Anladığım kadarıyla "Sizce de biraz abartı değil mi?" der gibisiniz, ama ben Romantik filmini herhangi bir gözle göremeyecek kadar subjektifim. Bu filmle ilgili geçen bütün dakikalar benim şahsi tarihimle ilgili ve bu filmle benim aramda tarifsiz bir bağ var. O yüzden bu film, bence Eşkıya'dan da güzel. "Eşkıya'dan sonra yapılmış en güzel Türk filmi," sözünü hiçbir yönetmen beğenmez. Çünkü kendi yaptığını başka bir filmin refere etmesini istemez. Ama Hıncal Ağabey sağ olsun, çok güzel yazmış. Bence de filmi çok güzel anlamış, yorumlamış. Güzel okumuş filmi ve filme büyük bir samimiyetle yaklaşmış. Filmde hata bulmak yerine, filmin erdemlerini inceleyen bir gözle bakmış, sağ olsun.

- Bu film acaba gerçekten Fatih Özgüven'in de belirttiği gibi "Alafranga Oedipal fantezilerle, alaturka erkek romantizminin çarpıştığı bir film," mi?
- Ben ama bu soruyu anlamaya çalışıyorum şimdi.

- "Uzanın divana bana annenizle ilişkinizi anlatın," desem daha mı çabuk anlarsınız?
- Çok hoş ya... Ben Fatih Özgüven'i çok beğenirim. Bence Özgüven'in o yazıda söylediği en önemli şey "Korkarım bu hisseli masal çok az kişiye hitap edecek." Bu tamamen katıldığım bir cümle. Çünkü bu film düşünmeyi çok sevmeyen seyirciyle kolay bağ kuracak gibi durmuyor.

- Bu, sizin çok alışık olmadığınız bir yer olmalı...
- Evet, ben aslında basit fikirleri eğlenceli şekilde anlatmayı tercih eden bir yönetmenim. Bu film eğlendirmek yerine, biraz düşündürtmek isteyen bir film. Fatih'e katılmakla birlikte, seyirciye de hak veriyorum aslında. Sonuçta seyirci beş dolar verip eğlenmek istiyor, ama düşünmek isteyen bir seyirci de var. Bu sefer odüşünmek isteyen az insanla yetinmeyi öğreneceğim.

- Filmin vizyona girme anını en son ne ateşledi?
- Tevfik Başer. Benim çok güvendiğim bir sinemacıdır, sonra beni yalnız bıraktı. Biz burada filmi kabaca gösterdik, "Bu film şahane olmuş, bunu hemen vizyona sokun, büyük de bir tantana yapın," dedi. Bir anda bu fikir yapımcı Cemil Bey'e ve Plato'daki herkese yayıldı. "Halkın baskısına dayanamadım," derler ya, bu fikir bana da nüfuz etti ve film vizyona girdi.

- Ama filmi kendi mekânınızda seyretmeye pek çok insan gelmedi, sizi protesto etti... Bunun anlamı ne?
- Ne, kim protesto etti? Böyle bir şey yok.

- Medyatava'daki haberi yalanlayacak mısınız?
- Okumadım. Şu anda duyuyorum. Okula çağırdık onları. Gerçekten onlar okula niye gelmemişler? Plato Film Okulu'nda bir sinema salonu var. 5.1 ses düzeni var. Onlar Plato Film Okulu'na niye gelmiyorlarsa bana açıklamak zorundalar. Niye gelmemişler?

- Ben bilmiyorum.
- Niye ama? Eğer protesto edecek bir gerekçe arıyorlarsa, ben onlara çok daha iyi gerekçeler sunabilirim. Çünkü kendilerine gerekçe aramak ve bu kadar kompleksli bir tutum sergilemek için, daha doğrusu bu kadar gülünç duruma düşmemeleri için daha iyi gerekçeler bulmaları lazım. Bir sinemaya çağırıyoruz. Başka bir sinema salonuna çağırsak, oralar da benim mekânlarım. Daveti reddetmelerinin nedeni ne?

- Ne peki?
- Bir; kötü niyet. İki; kompleksli bir tutum içinde olmak. Üç; "Seni sevmiyoruz, senin hiçbir davetine gelmeyeceğiz." Üçüncüsü anlaşılabilir bir şey. E bunu direkt söyleseler ya... Protesto ettikleri şey ne o zaman? Üzüldüm de yani, niye?

- Neden sizi "Ya sevmeli ya öldürmeli," gibi bir durum var piyasada?
- Romantik filmini seyretsinler, herhalde vazgeçerler öldürmekten.

- Romantik, sizi sevmeyenlerin seveceği bir film galiba?
- Doğru.

- Sevilmek mi istediniz?
- Aman, Allah aşkına...

- Ben filmi seyrederken iç dünya yolculuğundan çok, inanç perdesinin kalınlığıyla ilgili olarak, gözümün önüne Dink'in katili Samast geldi.
- Bravo tebrik ederim, filmin ulaştığı nadir insanlardan birisiniz demek. Doğru, Ogün Samast...

- Film yedi senedir bitirilmiyordu, söylenmesi gereken söz şimdi söylendi, filmin kaderi gibi bir şey...
- Doğru tabii, ama İkiz Kuleler'de de biterdi yani.

ŞEBNEM AKSON

DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 'Yalan dünya'ya Rüya Keskin müdahalesi
 Alain Delon değilim ama kadınları bana 'adamlık' ve...
 'Riski severim'
 'Bebek kolik, biz panik olunca albüm yaptık'
 'Ben babamın kızıyım'
 'En kötüsü yanağı okşanan gazeteci olmak!'
 'Suna'nın kafa yapısı solcudur'
 'Kullanım süresi dolmuştur'
 'Sanat tek taş yüzük gibidir'
 Hüzünlü bir Türkiye hatırası
 Türk mayosu Guess kızıyla Havana'da
 'Gazete sahibi olsaydım yarışmaya katılmazdım!'
 'Burberry kadınından nefret ederim'
 'Hıristiyan ya da Musevi bir kızla evlenebilirdim'
 'O çantayı Eda'ya aldırtmam'
 'Aleyhimize yazmak zevkli hale gelmiş olabilir'
 Mimariye stil kazandıran adam
 Gaylerle yürümeye geliyor
 'Stadı ısıtacaklarına evlerindeki ampulü değiştirsinler'
    Pazar Sabah Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
'Asrın Casusu' İstanbul'dan geçmişti
'Asrın Casusu' İstanbul'dan geçmişti
İranlı Askari, CIA köstebeğiydi. Onun gibi yolu buradan geçen İngiliz...
Bebeğim gay mi?
Bebeğim gay mi?
Karnınızdaki çocuğun eşcinsel olup olmadığını öğrenmek ister misiniz?...
'E' harfiyle besleniyoruz
Yediğimiz, içtiğimiz hemen her şeyde katkı maddesi var. En bilinen...
Avrupalılar güne balıkla, Asyalılar ise pilavla başlıyor
Coğrafi farklılıklar kahvaltı sofralarına da yansıyor. Çay, zeytin,...
İstanbul'u inekler işgal ediyor
Bu yaz İstanbul'un farklı bölgeleri ineklerin işgali altında olacak. Dünyanın...
Reggae makamında Pink Floyd şarkıları
Pink Floyd'un Dark Side of the Moon ve Radiohead'in OK Computer albümlerini...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.