Demet tokada hasret biz centilmenlere...
Hadi bakalım, buyurun buradan yakalım! Maço erkek kısmı bizim bünyede alerjiyi takiben kusma, adamı görünce karşı kaldırıma uçma etkisi yaratıyor. 'Özgür Kadın' görünüşlü Demet Akalın barıştığı kocasının elini tutup, gözlerini devirmek suretiyle poz verdiği röportajında 'Kocam iki tokat atsaydı, boşanmazdık' derken, hiç gocunmuyor. Kadınlık onuru kırılmıyor. Oh maşallah! Şimdi sorun bizde mi yoksa Osmanlı tokadına hasret Demet'te mi?
DAYAKTAN ZEVK ALIYOR! Cevap veriyorum; kesinlikle Demet'te! Kalbini kırdıysam afedersin ama gözün kaşın morarsın da göreyim seni. Hiç duymadın mı Mor Çatıları? Okumaz mısın gazetelerin üçüncü sayfalarını?. Böyle de bir kadın modeli var ya, kendimi yolasım, kafamı duvardan duvara vurasım geliyor. Zevk alıyorlar itilmekten, kakılmaktan. Öyle bir kendi değerini bilmeme, erkeğin kıskançlık seviyesine göre özgüvenini ayarlama hali. Dayak yedikleri gecenin sabahı kocalarını bir kat daha seviyorlar sanki. Yazık çok yazık! Ya biz 'Cesur yürekler' ne yapıyoruz dersiniz? Hani biz şehirli genç kadınlar. Çalışıyoruz sabahtan akşama. Paramızı kazanıyoruz. Çoğumuz kendi evimizde yaşıyoruz. Faturalarımızı ödüyoruz. Adam gibi adam kalmadı hadisesinden muzdarip (sözüm kendimden dışarı) kız kıza geziyoruz. Ara sıra gecelere akıyoruz. Kendi hesabımızı kendimiz ödüyoruz, gecenin köründe taksiye binip tek başımıza evimize giriyoruz. Bazı geceler iş dönüşü ayaklarımızın altı öyle şişiyor, ağrıyor ki, öylece kanepeye atıyoruz kendimizi. Hafta sonu gelince ya aile ziyareti ya kızlar muhabbeti. Hep aynı terane. Sonra bir gün bir talihli kapımızı çalıyor. Yemeğe davet ediyor. E güzel! Ama bu adam sizi evinizden almak istiyor!!!!! Ama siz alıştınız kendi kendinize gitmeye, gelmeye, her yere. Dakika bir gerildiniz işte! Sonra yemekte çok konuşmanıza bozuluyor. Diyelim lafınızı bölüyor (balla değil). Tuvalete gitmek için yerinizden kalkıyorsunuz, peşinizden geliyor. Bu kez 'hoşştt' çekmek istiyorsunuz.
GARDİYAN MISIN NESİN? 'Ağız tadıyla ihtiyaç da mı görmek yok' diye, ayna karşısında tepiniyorsunuz. Popomu da sil bari, gardiyan mısın nesin?! Hesabı ödüyor, sıra eve dönmeye geliyor. 'Hey taksi' muhabbeti yok, abi bırakacak evine. 'Off centilmen adam işte, ne huysuzsun Ayşe' demeyin. Bu kadar Kadirizm ayağından sonra en temel centilmenlik kuralı bile geriyor, bunaltıyor insanı. Olmaz olsun kibarlığı. Neden? Çünkü alıştık yalnızlığa. Eteğimizin boyuna, rujumuzun kırmızılığına karışan, Kadirizm naraları atıp 'Şu gömleğinin düğmesini ilikle' emirleri veren adamları sevmiyoruz, tahammül edemiyoruz, etmeye de gerek görmüyoruz işte! Demet'in aksine, yanımızda yürüyen, maço değil, hormonsuz centilmen erkekleri istiyoruz da nerdeee? (Sözüm yine kendimden dışarı)
|