Venedik Bienali'ne geri sayım başladı
10 Haziran'da başlayacak 52. Venedik Bienali'nin Amerikalı küratörü Robert Storr, başında İstanbul'daydı. İtalyan Kültür Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında dünyanın en merkezi sergisinin kavramsal çerçevesi ve sanatçıları nihayet açıklandı
Venedik Bienali tarihinde ilk kez Amerikalı bir küratör görevde... Storr, son yıllarda çağdaş sanat sahnesinin en çalışkan ve yükselen küratörü olarak tanınıyor. Özellikle 1992-2002 yılları arasında New York Modern Sanatlar Müzesi'nde küratör ve senyör küratör olarak görev yaptığı yıllarda, Storr'un yıldızı parlamaya başladı. Kendisi ressam olan Storr'un bu yıllarda MOMA'da (The Museum of Modern Art) yaptığı sergiler, modernizm ve modern sanatın ne olduğuna ilişkin taze ve çoğulcu tanımlamalar getiriyordu. 1998 yılında düzenlediği 'Chuck Close' sergisinin ardından özellikle 'Gerhard Richter-Resimde 40 Yıl' sergisiyle Storr, resim sanatına ilişkin özel tutkusunu da ilan etmiş oldu. Storr'un tutkuyla sevdiği ressamların arasında Susan Rothenberg, Robert Ryman, Philip Guston gibi ressamlar da bulunuyor. 'Modernizme Rağmen Modern' başlıklı sergisinin katoloğu ise Robert Storr'un hiper-üretken hayatındaki önemli kitaplarının başında geliyor. Storr'un farklı medya organlarıyla ilişkisi de hiç fena değil. Bienal için seçtiği sanatçılardan da bu belli oluyor. Bir pop art ressamı Martin Kippenberger'den mekâna özel çizgileriyle tanıdığımız son yılların muhalif Romen sanatçısı Dan Perjovschi'ye, geleneksel Amerikalı ressam Robert Ryman'dan genç Bulgar sanatçı Nedko Solakov'a, Rus kavramsalcı Ilya Kabakov'dan Fransız yeni medyacı Pierre Huyghe'e kadar farklı araçlar ve anlayışlara sahip dünyanın dört bir yanından sanatçıları bir araya getiriyor. Storr, sergilerinde özellikle ölmüş büyük isimlere yer vermeyi tercih etmediğini, ağırlığı keşiflere vermek istediğini belirtiyor. Dünyanın en büyük sergisinin bu yılki kavramsal çerçevesine gelince... Storr sergisine, 'Hislerle Düşünmek, Akılla Hissetmek' ismini vermiş. Sergi, bu başlığıyla romantizmden bugüne, sanat dünyasına ağırlığını koyan akılla sezginin savaşını anlatmak ve Storr'un kendi sözleriyle "Duchamp'tan beri güzellikle fikrin ayrıştığı sanat tarihinde ayrımın olmadığı bir noktayı yakalama" amacını taşıyor. Adeta 'Ne olursan ol, ister kavramsal sanatçı, ister formalist ressam, gel,' dediği bir sergi yapmayı hedefliyor. İdeolojik ve kuramsal hiçbir öneride bulunmayı arzulamayan Storr, algısal olanla kavramsal olan arasındaki iki uçlu duruma, düşünceyle hissin, hazla acının, sezgiyle eleştirelliğin arasındaki gerilimlere işaret etmek istediğini vurguluyor. Bu arada tabii ki Storr'un büyük desteğiyle Türkiye'nin Venedik Bienali'ne katılımı da ilk kez bu yıl farklı bir şekil kazandı. Türkiye bugüne kadar pek çok kez Venedik Bienali'ne katılmasına rağmen, ilk kez Venedik Bienali'nin ana mekânı olan Arsenale'nin Artigliere binasında Afrika ve Hindistan'la birlikte bir pavyonda yer alacak. Türkiye'nin katılımının koordinasyonunu ise İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı yapıyor. Garanti Bankası sponsorluğunda gerçekleşecek serginin küratörlüğünü basın toplantısında Robert Storr'un övgüyle bahsettiği Vasıf Kortun yapıyor.
Ayşegül Sönmez
|