F.Bahçe ve yönetim
Piyasaların en güçlü göründükleri an aslında en zayıf oldukları andır. Veya siz borsadan ya da dövizden para kazanırken her şeyin yolunda gittiğini sanırsınız ama gerçek öyle değildir. Şimdi Fenerbahçe, Konyaspor karşısında 3-0 gibi bir sonuçla galip geldi diye mutlu olmamız mı gerekiyor? Hangi taraftar ortaya çıkıp "Sezon sonunu yüreğim ağzımda beklemiyorum" diyebilir ki? Hangi namuslu yönetici "Kurduğumuz takım mükemmel, hocamız dört dörtlük olmasa bile dünya standardında, transferlerimiz yüzde 60 yerinde" yorumu yapabilir? Kimse yanlış anlamasın, Aziz Yıldırım'la kişisel bir sorunum yok. Kendisini sever ve yaptığı kimi işleri takdir ederim. Benim eleştirim bir yönetim biçimine ve yönetimdeki yorgunluğa. Fenerbahçe'nin başına gelen tüm kötü olayları dış güçlere, federasyona, hakemlere bağlama geleneğine inanmıyorum. Fenerbahçe'nin İstanbul'da Bursaspor'a yenilmesine hakemler mi neden oldu? Antalya'da penaltısını mı vermedi veya Erciyes'te iki oyuncusunu mu ihraç etti? Fenerbahçe bu maçlarda ya yenildi ya da iki puan bıraktı. Hangi maçtan sonra aslında "Hakkımız galibiyetti ama olmadı" diyebildik ve yenilgiye rağmen içimizden takımı alkışlamak geldi. Bunun nedeni kulübenin kötü takım tertibi kurması, takımın fizik kondisyonunun yerinde olmaması, doğru taktik verilmemesi, oyunun doğru okunamaması ve takımda liderlik görevini yerine getirecek bir oyuncu bulunmamasıydı. İş bununla kalmıyor. Bütün bunlar sezon başında görünen gerçeklerdi. Ancak Fenerbahçe yönetimi bütün gelişmeleri bizim gibi izledi. Eğer bir işi yönetiyorsanız, gelişmeleri kenardan izleme şansınız yoktur. Bir işi yönetiyorsanız ve ortada demokratik ilke varsa, bedelini sandıkta ödersiniz. Başbakansanız, yanlış yönetiyorsanız sandıkta öderseniz. Ama Türkiye'de belirli yerlerin başına geçince demokratik ilke işlemiyor. Şoförler Derneği başkanıysanız, Kapıcılar Derneği başkanıysanız, kulüp yöneticisiyseniz veya üniversitede yöneticisiyseniz (maalesef) kendinize uygun bir yönetim yapısı oluşturabiliyorsunuz. Kulüplerde bir tek fark var, tribün. Üstelik sizin azgınlaşmasına, fanatikleşmesine katkıda bulunduğunuz tribün. Sonuçta belirleyici son oyu onlar atıyor. Onlar devreye girdiğinde ise en yanlış isim, güçlü seçenek haline gelebiliyor (Bakınız Beşiktaş). Eğer koca koca kulüpleri bir avuç fanatiğin veya paralı tetikçinin yönetmesini istemiyorsak, sorumlulukları bilmek ve buna uygun davranmakta yarar var. Fenerbahçe'nin geleceğiyle ilgili en büyük endişem aslında budur.
|