| |
|
|
Umut Ağacı
BU şirin öyküyü bana Jülide ve Tuğba adlı okuyucularım göndermiş. Bir zamanlar, iyi bir kadıncağız dua edermiş. Tanrı'ya yakarışlarla, çocuğu olsun diye... Adaklar adarmış, olmazmış. Seneler sonra, "Filanca yerde çok heybetli bir ağaç var, git onu dalından kopar, ek. Tutarsa, dileğin gerçekleşir; tutmazsa, umut etme" demişler. Dertli kadın, söyleneni yapmış ve dalı ekerken "Allahım! Son umut bunu ekiyorum... Adı umut.. çocuğum, adıyla yaşasın, bu fide gibi doğsun, büyüsün" demiş. Gün geçmiş, dal yeşermiş, kadıncağızın dileği olmuş. Herkeste bir umut, bir sevinç... Doğan kız çocuğu, günden güne büyüyor; küçük fide çiçekleniyor, meyve veriyormuş. Bütün çocuklar bu ağacı çok seviyor, gölgesinde oynuyor, dallarına salıncak kuruyor, meyvelerinden yiyorlarmış.. Öyle güzelmiş ki bu meyveler, yiyen herkes sıkıntılarından kurtuluyor, hayata mutlu, umutlu bakıyormuş. Annenin de adağı var ya, umut bilmişler ağacın adını, "Umut Meyvesi" demişler meyvelerine.. Her geçen gün güzelleşen kız, gönlünü bir gence kaptırmış. Öyle sevmiş, öyle sevmiş ki bu delikanlıyı... Geceleri ay ışığında oturup, ağacına anlatırmış onu.. Ertesi sabah çiçekleniverirmiş ağaç... Sonra delikanlı da "Seviyorum!" demiş kıza (Sevmişler mi birbirlerini gerçekten? Delikanlı doğru söylemiş mi ki? Kim bilir...) Genç kız, rüyalar aleminde yaşıyormuş adeta... Öylesine çok sevmiş ki delikanlıyı, ölesiye.. Ağaç hele! Bir meyve veriyormuş, sormayın gitsin! Herkes, dal kopartır olmuş ağaçtan..." Umut Ağacı'ndan... Umut ekiyorlarmış hep, oluyormuş dilekleri.. Güzel kız, bir gece, gizlice delikanlıyı ağacın yanına götürmüş Demiş ki: "Seni öyle çok seviyorum ki, yerin göğün tanıklığı yetmedi bana. Hadi adımızı kazıyalım ağacımızın üzerine, aşkımızı yazalım..." ...Ve sarılarak, beraberce haykırmışlar geceye, kalplerini umutlandırırken ağaca "Aşkımızla yeşersin bu ağaç, mutlu etsin insanları!" Bir kader gibi yazılmış bu aşk, ağacın gövdesine... Gel zaman, git zaman, eskisi kadar yeşermez olmuş ağaç.. Dal kopartıp dikenlerin, dilekleri de olmuyormuş.. Genç kızda da eski neşe kalmamış artık. Kimse bilmiyormuş nedenini bu hüznün... Kimse sormuyormuş çünkü dertlerini... Günler sonra, Umut Ağacı meyve vermez olmuş. çocuklar oynamaz olmuşlar onunla.. Terk etmişler zavallıyı yalnızlığına.. Yeşil yapraklar, yavaş yavaş kuruyup düşüyormuş ayaklar altına.. Genç kızınsa, her tebessümü, yapraklarla beraber yok oluyormuş.. Derken, soğuk bir kış gecesinde, ağaç kalbin tam ortasından ikiye ayrılmış.. O günden sonra, güzel kızı kimse görmemiş.. Arkasından çok laf söylenmiş, bu iki kader ortağının... Kimi demiş nazardan gitti, kimi demiş kızın fesatlığından... Kimse bilmemiş gerçeği.. Hiç kimse... Yıllar yıllar sonra, bir adam gelip, küçük bir dal dikmiş Umut Ağacı'nın yerine.. Tutmamış.. (12 Mayıs 1995'te yayınlandı)
|