|
|
Fiziksel şiddet ceza mı?
Doğruyu öğretemediğimiz, kararlı olmadığımız çocuğu durduramadığımızı anladığımızda, yetersiz kaldığımızı hissettiğimizde, beceriksizliğimize büyük bir hata daha katar ve şiddete başvururuz. Çocuğa attığımız tokat, gücümüzün değil, güçsüzlüğümüzün en son noktasıdır. Çaresizliğimizden başvurduğumuz şiddet, bizi rahatlatacağına çaresizliğimizi artırır. Çünkü sadece o an için duran ve ağlayan çocuk, yanlışın ne olduğunu anlamadığı için aynı şeyi tekrarlayacak, öfkelenecek, şiddeti bir iletişim şekli olarak öğrenip kullanacak, ama bizim istediğimiz davranış değişikliği olmayacaktır. Yapamadığımız için, yetersizliğimiz için öfkelenir, sonra pişman oluruz. Hatta dövdükten sonra çocuğa fazladan bir şeyler vermeye, böylece kendimizi affettirmeye çalışırız. Ama dayağın yanlışını, dayağın getirdiği çözümsüzlüğü gideremeyiz. Oysa biliriz, şimdiye kadar dayak hiçbirşeye çözüm olmamıştır. Üstelik şiddet öğrenmesin diye uğraştığımız, oyuncaklarını denetlediğimiz, izlediklerinden yakındığımız, kaç yaşında olursa olsun bir başkası ona vurduğunda içimizin yandığı, çocuğumuza şiddet uygulayarak, şiddeti öğretenin kendimiz olduğunu kabullenmek zor gelir. Dayak bir eğitim ve ceza sistemi değildir. Ayrıca unutulmaması gerekir ki çocuklarımız bizim aynamızdır. Ne verirsek onu yansıtırlar ve onlara kaldırdığımız her el, aslında kendimize attığımız bir tokattır.
|