|
|
|
|
|
|
36 yıl sonra aşk yeniden...
-Bir de sizin hikâyenizi dinleyelim. İlk nasıl, ne zaman tanıştınız? - M.O: Benim babam subaydı, Ankara'daydık. 1969'da Çorlu'ya tayin oldu. Ben lise son sınıfın ikinci dönemini Çorlu Lisesi'nde okudum. Rasih de yan sınıfımdaydı. Bir gün bana kitabın arasında bir mektup verdi. Öyle başladı arkadaşlığımız. Liseyi bitirdiğimizde babam emekli oldu. Ankara'ya döndük. Rasih de İstanbul'da eczacılık okumaya başladı. O zamanlar cep telefonu yok, mesajlar yok, mektupları ağabeyim yakalıyor... Bir şekilde koptuk yani. Bir daha da haber almadık birbirimizden. İkimiz de evlendik, çocuklarımız oldu. Ben TBMM'de çalışmaya başladım.
-
Ne iş yapıyordunuz mecliste? - M.O: 16 yıl boyunca Bülent Ecevit'in meclisteki sekreteriydim.
- Tekrar nasıl bir araya geldiniz? - R.V: Ben iki yıl evvel eşimi kaybettim. Meral de eşinden uzun süre önce ayrılmış. Arayıp sordum, bir şekilde Ankara'da buldum onu. Görüştük ve tekrar birlikte olmaya karar verdik. Meral sağolsun, emekliliğine üç yıl kala bıraktı işini gücünü ve benimle Çorlu'ya geldi.
- Balayı mekânınızı da maketlere göre belirlemişiniz. - Ben yurtdışına hiç çıkmamıştım daha önce. Biz de tekrar bir araya gelince, güzel bir balayı yapalım dedik. Maldivlere, Seyşellere filan bakıyorduk. Sonra Rasih bana Mauritius'tan bahsetmeye başladı, "Çok güzel bir yer," diye... Meğer internetten incelemiş, orada gemi modelciliği çok fazlaymış. 'Acaba Afrika kökenli bir ağaç bulabilir miyim,' derdindeymiş meğer. Ama sonuçta çok güzel bir gezi oldu gerçekten.
|
|
|
|
|
|
|
|
|