Sudan'da Kızılay güneşi
Altı ay önce Sudan'ın Darfur bölgesinde açılan Kızılay Sahra Hastanesi, her gün yaklaşık 350 hastaya hizmet veriyor. Ama bölge halkı hastalıkla birlikte, birçok felaketle uğraşmaktan bitap...
Sudan'a uzanan eller
Dünya'nın en fakir ülkelerinden Sudan'ın Darfur bölgesinde kurulan Kızılay Sahra Hastanesi, bugüne kadar yaklaşık 50 bin Sudanlı'ya hizmet verdi. SABAH'a konuşan Güney Darfur Eyalet Valisi El Haj Atta Al Manan, bölgede karışıklığın uluslararası müdahalelerle çözülemeyeceğini söylüyor.
Türk Kızılayı'nın Sudan'a insani yardım için Güney Darfur'un başkenti Nyala'da altı ay önce kurduğu Sahra Hastanesi, hayat kurtarıyor. Yıllardır dünyada yokluk çeken bölgelere elini uzatan Kızılay, altı aydır Sudan'daki sağlık hizmeti alamayan yoksul insanlara yardım götürüyor. Hastane 2006 yılında Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın Nyala'yı ziyareti sırasında katıldığı bir sünnet töreninde, hijyenik olmayan koşulları görmesi üzerine verdiği talimatla, Kızılay tarafından kuruldu. Beş ay gibi kısa bir sürede hizmet vermeye başlayan Sahra Hastanesi'nde 50 yatak, ameliyathane, acil servis, röntgen ünitesi, laboratuar, yedi poliklinik ve bir eczane bulunuyor. Hastanede, 12 Kızılay, 17 Sağlık Bakanlığı ve 35 yerel personel görev yapıyor. Türk Kızılayı'nın bölgeye yaptığı yardımların toplamı 9.5 milyon dolara yaklaşıyor.
GÜNDE 350 HASTA Günde yaklaşık 350 hastanın tedavi edildiği Sahra Hastanesi'nde, Nyala'da yaşayan ve tedavi masraflarını kendileri karşılayamayacak durumda olan Sudanlılara yardım ediliyor. Nyala çevresinde bulunan; yerlerinden edilmiş, güvenliği Afrika Birliği askerleri tarafından sağlanan ve kamplara yerleştirilmiş insanlar sağlık hizmetinden yararlanıyor.
200 BİN KİŞİ ÖLDÜ Güney Darfur'un başbakan düzeyindeki eyalet valisi El Haj Atta Al Manan, SABAH'a verdiği röportajda Darfur'da iç savaşın yaşandığı son dört yıl içerisinde yaklaşık 200 bin kişinin öldürüldüğünü, 2.5 milyon insan ise evlerinden göç etmek zorunda kaldığını belirtiyor: "18 kampta 369 bin kişi yerlerinden edilmiş. Bunların yüzde 50'si savaş, geri kalanlar ise fakir olmaları nedeniyle gıda ve sağlık yardımı alabilmek için kamplarda barınıyor." Mannan, bölgede yaşanan iç savaşın kesinlikle dini bir savaş olmadığını söylerken; yaşananların, tarım ve hayvancılıkla uğraşan kabilelerin aralarındaki anlaşmazlıklardan kaynaklandığını belirtiyor.
'BİZ TERÖRİST DEĞİLİZ' ABD Başkanı Bush'un CNN'de yapmış olduğu açıklamada, Sudan hükümetini kastederek, "Sudan'daki petrol ve uranyumu teröristlerin eline bırakmayacağız," dediğini hatırlatan Mannan, barıştan yana olduklarını belirterek bütün yeraltı kaynaklarının barışçıl amaçlar için kullanılmasını, kitle imha silahına dönüştürülmemesini istediklerinin altını çiziyor. Eyalet valisi, "Biz terörist değiliz. Bizi kendi kendimize bıraksınlar bütün sorunlarımızı çözeceğiz. Sudan'daki uranyum, petrol ve mineraller Sudanlılar'ındır ve onların geleceği için kullanılacaktır," diyor. Mannan, bin yıllık bir geçmişe sahip ve kelime anlamı 'mehtabı güzel eğlence şehri' olan Nyala'nın, iç savaştan önce çok önemli bir ticaret merkezi olduğunu da sözlerine ekliyor.
'SOYKIRIM YOK' Bölgede kesinlikle bir soykırımın olmadığını söyleyen Mannan, "Her kabileden ölenler var. Örnek vermek gerekirse; karşılıklılık esasına göre herhangi bir kabileden biri, başka bir kabileye mensup kişiyi öldürürse, ölü veren kabilenin diğer kabileden istediği insanı öldürme hakkı var. İsterlerse bunun yerine kan parası da alabilirler. Her kabilenin bir lideri ve onun altında bakanlar kuruluna benzer bir 'kabile kurulu' var. Aynı zamanda her kabile bir askeri gücü de sahip. Bu nedenle kabile savaşları çok çetin geçer ve uzun sürer. Kabileler arasındaki ilişkileri düzenleyen bir yasa veya anayasa yok. Her kabilenin kendi örf ve ananeleri var. Kabileler arasındaki ilişkileri bu örf ve adetler düzenliyor. Onun için buradaki sorunları uluslararası anlaşmalar ya da uluslararası hukuk çözemez. Bu bölgede, adet ve örflere uygun bir çözüm üretilmesi gerekiyor. Ancak, dünya basını bu yaşananları büyütmeye çalışıyor. Aslında Darfur'da yaşanan tüm sorunların temelinde dış güçlerin bölgeyi karıştırma istekleri yatıyor," diye konuşuyor.
|