|
|
New York'a gelmek
NEW YORK.
İnsanın soluğunu donduran bir soğuk var New York'ta. Yolda biraz yürüyünce kulaklarınız düşecek sanıyorsunuz. Nefesiniz ağzınızdan çıkınca buz kesecek gibi oluyor. Sıfırın altında 6 derece civarında olan sıcaklığa bir de New York'un meşhur rüzgârı eklenince sokakta yürümek gerçekten çok zor hale geliyor. Ama New Yorklular buna da alışkın. Sokaklar kalabalık, koşusuna devam edenler sağınızdan solunuzdan geçiyor. New York alışılması gereken bir şehir. Çünkü artık bu kente gelmek bile büyük zorluklardan geçmeyi gerektiriyor. Sorgu Türk Hava Yolları bankosu önünde başlıyor. Özel bir güvenlik şirketinin çalışanları sizi bayağı sıkı bir sorgudan geçiriyor. Ardından New York uçağının kalktığı özel bölüme giriyorsunuz. Burada ayakkabılarınızın çıkarılması, laptop bilgisayarınızın çalıştırılıp bomba olmadığının kanıtlanması, el çantalarında likit madde bulunmadığının anlaşılması gerekiyor. New York'a gelince bir saate yakın pasaport işlemleri de cabası. Terör ve tehditler uluslararası seyahati gittikçe güçleştiriyor. Buna bir de valizinizin uçaktan çıkmaması eklenirse durum daha da kötüleşiyor. Üstelik bütün mağazaların dondurucu soğuğa rağmen vitrinlerini ilkbahar ve yaz ürünleriyle doldurduğunu düşünüp bir kazak bile bulamayacağınızı anlayınca kötüleşmeyi aşıp vahimleşiyor. İstanbul'a açılan telefon, Sevim Madak'ın devreye girmesi ile valiz sonunda ortaya çıkıyor. Ama buraya gelip otele ulaşması herhalde çarşamba gecesini bulacak. Göç ediyormuşsunuz gibi sorgulardan geçmek seyahat isteğini kırıyor insanın. Zaten Amerikan kayıtları da bu gerçeği ortaya koyuyor. Rakamlara göre Amerika'ya gelen yabancı turist sayısında ciddi bir düşüş var. İnsanlar gittikçe kalabalıklaşan, güvenlik önlemleri nedeniyle bekleme süresi uzayan havaalanlarından yorgunlukları yetmezmiş gibi, ABD'nin istediği ek önlemlere dayanamıyor anlaşılan. Amerika ve New York çok güvenli ama terör tehdidi "Demokles'in kılıcı" gibi hep havada duruyor. Terör, kaynağı ve amacı ne olursa olsun, insanları güvensiz kılıyor, yaşamını zorlaştırıyor ve savunduklarını ileri sürdükleri fikre öfkeyi artırıyor. Türkiye'de de son dönemde saç kılı bahanesiyle özellikle kitle ulaşım araçlarına yönelik saldırıların tırmandığını görürken insan bu gerçekleri düşünmeden edemiyor. Türkiye'nin geleceğini şiddet üzerinden biçimlemeye çalışanlar bu topraklara ve insanlarına yaptıkları gerçek kötülüğü göremiyor. Şiddetin yeni şiddetler doğuracağını anlamıyor. Olan yine halka oluyor.
|