Küresel trend kırılsa da, İMKB trendi neden kırılmaz?
İkinci haftasına girdiğimiz küresel dalgalanmanın ne kadar süreceği ve bir trend değişikliğine yol açıp açmayacağı merak ediliyor. Türkiye de bu dalgalanmadan en çok etkilenen ülkelerin başında geliyor. Çünkü piyasaların yapısı değişti. En önemli değişim de yatırımcı profilinde. Artık Türkiye'de yabancı yatırımcıların ağırlığı var. Paylarının en yüksek olduğu piyasa da hisse senedi piyasası. İMKB'de işlem gören hisse senetlerinin tutarının üçte ikisiden fazlası yabancılara ait. Oran olarak yüzde 68-69 arasında seyrediyor. Yani İstanbul Borsası yatırımcısı itibariyle artık bir yerli piyasa olmaktan çıktı, yabancıların piyasası haline geldi. Böyle olunca da, dışarıdaki hareketlerden, yabancıların davranışlarından bire bir etkileniyor. Küresel piyasalardaki gelişmeler daha ön plana çıkıyor.
- Yerliler fırsat vermedi- Buna karşılık yabancılar da yurtiçi gelişmeleri tamamiyle göz ardı etmiyorlar. Türkiye'de geçen yıl küresel dagalanma yanında Merkez Bankası'na atama krizi yerlilerin olduğu kadar yabancıların davranışını da etkiledi. Hatta yabancıların satışından önce yerli büyük oyuncular ve spekülatörler satışa yöneldi. Bu nedenle İMKB doğru dürüst yabancı satışına fırsat vermedi. Yabancıların İstanbul Borsası'ndan net çıkışları mart ayında 23 milyon dolar, haziran ayında 82 milyon dolarda kaldı. Yani topu topu 105 milyon dolarlık satış yaptı yabancılar.
- Endeksteki dalga- Ancak yerlilerin satışa öncülük etmesiyle borsadaki düşüş daha sert oldu. Geçen yıl İMKB'nin dolar bazlı endeksi 2 Mart'taki 3.69 cent düzeyinden 26 Haziran'daki 1.85 cent'e kadar indi ve yüzde 50 değer kaybetti. O tarihten beri genelde artış kaydeden İMKB-100 Endeksi en son 20 Şubat'ta seans içinde 3.22 cent'e kadar çıktı. Yaklaşık 8 aylık sürede kurun düşüşünün de etkisiyle dolar bazında yüzde 74 arttı. Ancak geçen yılki rekor düzeyini yakalayamadı. 27 Şubat'ta da yeni küresel dalgalanmaya yakalandı ve önceki gün 2.68 cent düzeyine inerek yüzde 16.7 değer kaybetti. Yani 2 Mart 2006'nın birinci yılını doldurmamıza karşılık borsa ancak 3.22 cent'e kadar yükseldi. Bu da geçen yılki düzeyinin yüzde 14 gerisinde.
- Geçen yıl olan- Aynı dönemde Asya borsalarından Avrupa ve Amerika borsalarına kadar küresel piyasalar yeni rekor düzeylerine yükselmesine karşılık Türkiye aynı performansı gösteremedi. Dolayısıyla 17 Eylül 2001'den başlayan uzun vadeli yükseliş eğiliminin son bulma tarihi 2 Mart 2006 olarak kaldı. Çünkü aradan bir yıl geçmesine karşılık borsa eski düzeyini yakalayamadı. Ve çok yakın tarihte yakalayacağına ilişkin bir beklenti de yok. Piyasayı asıl sürükleyen yabancı yatırımcıların davranışı ise küresel piyasalardan dolayı olumsuzlaştı. Yerlilerin de fiyatlar cazip hale gelmeden piyasaya girmeleri zor. Üstelik yerliler pozisyon alırken yabancıların davranışını çok dikkatle izliyorlar. Dünya piyasalarda ne olursa olsun, ister pozitif trend devam etsin, isterse de kırılsın, Türkiye hisse senedi piyasasını etkiler, uzun vadeli düşüş trendi içinde yeni dipler yaratabilir ama temel bir değişikliğe yol açmaz, çünkü Türkiye piyasasının trendi daha önceden, 2006 yılında dönmüş bile. Tam da 2000 yılındaki 3.78 cent'lik düzeyini yakalamaya ramak kala.
- Fırsatlar var- Ama bu demek değil ki, İMKB'de fırsatlar yok. TL bazında ise endekslerin düzeyi ve aradaki farklar yukarıda yer alıyor. İMKB-100 geçen yılki rekor seviyesinin yüzde 7.7 altında. Buna karşılık Metal Ana Sanayi Endeksi gibi ana bir endeks yüzde 41 prim yaparken Yeni Ekonomi, Bilişim, Elektrik gibi alt endekslerin kaybı yüzde 36-40 düzeyine varıyor. Bu da borsada sektör ve hisse bazında önemli kazançlar ve kayıpların yanyana olduğuna işaret ediyor.
- Sonuç- "Acı patlıcanı kırağı çalmaz" Türk Atasözü
|