|
|
İMKB'ye yargı tokadı
Merkez Yayın Holding'in halka arzı ile ilgili İMKB'nin verdiği yasal olmayan kararın, İdare Mahkemesi tarafından yürütmesi durduruldu. İMKB Yönetim Kurulu'nun Merkez Yayın Holding'in halka arzı konusunda aldığı kararın, İMKB Yönetmeliği'ne aykırı olarak ve toplantı yeter sayısı olmadan alınmış bir karar olması sebebiyle "yoklukla" malul olduğuna, "Bürokratik Oligarşi İMKB'den dışarı çıkmıyor" başlığı ile SABAH gazetesinde 18 ve 20 Ekim 2006 tarihli köşemde yer vermiştim. İMKB Yönetim Kurulu'nun 6 Ekim 2006 tarihli toplantısında Başkan Osman Birsen, üyeler Özen Göksel ve Pamir Sezener karara "evet" yönünde oy kullanırken, üyelerden Atilla Köksal ise "evet" ya da "hayır" oyu kullanmayarak çekimser kalıyor. Dolayısıyla karar üç üyenin oyu ile alınıyor. Oysa İMKB'nin 19.2.1996 tarih ve 22559 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Teşkilat, Görev ve Çalışma Esasları Yönetmeliğinin 20'nci maddesi "Borsa Yönetim Kurulu, başkan dahil, en az dört üyenin hazır bulunması ile toplanır, çekimser oy kullanılamaz" diyor. Yıllarını bürokrasiye veren biri olarak, İMKB Yönetmeliği'nin bu kadar açık hükmüne rağmen, 3 üye ile alınan kararın "yok hükmünde olduğunu" yazdığım vakit bazı gazeteci dostlarım beni eleştirmiş ve İMKB'nin kararının geçerli olduğunu manşetlerine taşımıştı.
Bürokratik oligarşi engeli Bu ülkede Başbakanlık Müsteşarlığı da yapan İMKB Başkanı Osman Birsen'in yasa ve yönetmelikleri hiçe sayarak, üyelere de eksik bilgi vererek, bilerek, kasıtlı ve keyfi olarak yönetmeliğe aykırı karar aldırması bürokrasi tarihine kara bir leke olarak düşecektir. Osman Birsen ve onun gibi düşünen kimi bürokratlar, o koltukta otururken vereceği kararların yasa ve yönetmeliklere uygun olması gerektiğini bir kenara bırakıp, babalarının malı gibi gördükleri o kurumları pervasızca idare etmeye kalkışıyorlar. Zannediyorlar ki, o koltukta ömür boyu oturacaklar ve yaptıklarının hesabını vermeyecekler. Bu ülkede bilgisiz, beceriksiz ve kişiliksiz bazı bürokratların verdiği hatalı kararların faturasını ne yazık ki masum kişi ve kuruluşlar çekiyor . Buna "bürokratik oligarşi" deyip geçemeyiz. Bu haksız kararın altına imza koyanlar için şimdi düşünme zamanı olsa gerek.
|