| |
|
|
Sadece Füruzan anlamıştı
İnsanoğlunun avanaklığı bitmez! Bu durumun teknolojinin gelişmesiyle azalacağı yok. Hatta eğitim seviyesinin artmasıyla da... Olay tamamen bir kavrayış meselesi... Haberi okuduğumda hasta halimle yudumladığım çayı gazeteye püskürttüm: ' Borat' filmi, Kazakistan turizmini patlatmış! İngiliz-Yahudi komedyen Sacha Baron Cohen, 'Borat' diye bir tip yarattı. Bizim ' İnternet Mahir'i andıran Borat, " sözde " Kazakistan TV'sinde çalışıyordu ve Amerikan kültürünü anlamak üzere Yeni Dünya'ya gidiyordu. Film çeşitli açılardan eleştirildi: "Efendim Borat, Kazakistan'ı 'kötü' bir ülke olarak gösteriyor." Halbuki Borat'ın sözünü ettiği "sözde" Kazakistan ile Orta Asya'daki " gerçek " Kazakistan arasında hiçbir ilişki yoktu. Yani Borat, "Kazakistan" dediğinde... Gerçek, somut, 15 milyon insanın yaşadığı Kazakistan'dan değil... Film ' içinde' ve film ' için' yaratılmış, " hayali " bir Kazakistan'dan söz ediyordu. Gerçek ülke ile filmdeki ülke arasındaki tek ortak nokta 'Kazakistan' kelimesiydi (' Yokistan' da olabilirdi!). O kadar! ( Ev ödevi: Bununla, ' Turkey' ve ' Turkish' derken tam da Türkiye'yi kasteden ' Geceyarısı Ekspresi' filmini kıyaslayın.) Filmin hiçbir yerinde gerçek Kazakistan'ın filmde gösterilen hayali ülkeye benzediği ima dahi edilmiyordu. Ama gel de bu ' sanatsal oyunu' insanlara anlat! Ya baştan kavradılar ve filmde çok güldüler. Ya da hiç anlamadılar ve "Kazakistan'a hakaret ediliyor, aynı şey Türkiye için yapılsaydı hoşunuza gider miydi" diye itiraz ettiler. Ben bu konuda çok insanla konuştum. Edebiyattan, sinemadan, tiyatrodan anlıyor geçinen nice kafanın hiç mi hiç basmadığını gördüm. Ancak yazar Füruzan'ı herkesten ayrı bir yere koymak isterim: Milliyet'in Kitap ekinin kokteylinde tanışmış ve kendimizi birbirimize Borat'tan sahneler hatırlatırken bulmuştuk. Çok zevkli dakikalardı. Tabii şu da var... İyi ki herkes Füruzan gibi değil, iyi ki Borat'tan çakmayanlar da var: Aksi halde kimse filmden sonra Kazakistan'ı merak etmezdi!
|