| |
|
|
Seçim olmasa, gereken yapılır mıydı?
Siz bakmayın sonradan söylenen eveleme gevelemelere.. Öyle demeleri gerekiyordu, gerekeni yaptılar.. İşin aslını cumartesi sabahı Sevgili Fatih (Altaylı) yazdı, köşesinde "Başbakan gerekeni yapın deyince.." başlığı ile.. "Rögar cinayeti"ni konuşmuş Fatih, başbakanın yakın çevresinden biriyle.. "Tayyip bey de çok kötü oldu. Gözleri doldu. Gereken neyse yapılması talimatı verdi." Sonra bir daha konuşmuş, Fatih kaynağı ile.. "Tayyip Bey biraz önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la konuştu. İdari olarak ne gerekiyorsa yapılması talimatı verdi. Bu işin sorumlularına gereken yapılacak." Ve yapıldı. İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur "Bırakın istifa edeyim" demesine rağmen, apar topar görevden alındı. İş İSKİ'nin.. İhaleyi yapan Belediye.. Alan bir şirket.. İktidar sahiplerine çok yakın birinin şirketi.. İşi kendi yapmıyor. Daha ucuza bir taşerona devredip, aradaki farkı, parmak oynatmadan cebe atıyor. Halkın parası ile adam zengin etmenin en tipik örneği.. İşi çok ucuza yapmak zorunda olan taşeron şirket de, kısmak zorunda olduğu masraf kalemlerinin başına "önlemler"i yazınca, küçük Dilara, açık bırakılan ve uyarı konulmayan çukura düşüp boğuluyor. Kabak da, Başbakan'ın emri ile İSKİ Genel Müdürü'nün başında patlıyor.. Patlamalı.. Bu kabak birinin, hatta birilerinin başında patlamalı ki, ibret olsun, ders olsun, örnek olsun. Bundan böyle öteki bürokratlar, sorumlular "Nasılsa yanıma kâr alır" aldırışsızlıklarını sürdürmesin. Bu bakımdan, müdahale eden Başbakan'ı kutlamak, alnından öpmek, manşetlere taşımak, hakkında 10 tane köşe yazısı yazmak gerek.. Gerek de, kazın ayağı öyle mi, acaba?.. Siyasal sözlüğümüze "Takiyye" sözcüğünü sokan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olunca "Gereğini yapın" diyen, insan iki kez düşünmek zorunda kalıyor.. Daha önce böyle bir müdahalesi olmuş mu, Başbakan'ın bir ihmal, görev sorumluluğuna.. Bu ülkede ihmalden yüzlerce insan ölürken.. Mesela 37 kişinin öldüğü, 81 kişinin yaralandığı bir hızlı tren faciası var.. Kimin başını yemiş?.. Trenin, sonradan beraat eden iki makinisti dışında suçlanan olmuş mu?.. Recep Tayyip Bey, birilerine, en başta da kendisine "Gerekeni yapın" demiş mi?. O Devlet Demiryolları Genel Müdürü, O Ulaştırma Bakanı hâlâ görevde değil mi?. O hızlı treni, hem de "uyaran" hem de "facia olur" diye yazan raporlara rağmen apar topar sefere koyanlar hakkında gerekenin yapılması emrini vermiş mi, Tayyip Bey?.. Bakan'ı hiç değilse, soruşturma sonuna dek kenara çekmiş mi?. Kimsenin kusuru yoktu, o bir kazaydı da, Hızlı Tren niye durdu, Türkiye'de.. Niye hem de yıllardır bir daha sefer yapmadı, gündeme gelmedi?.. 37 ölüme seyirci kalan başbakan, bu defa bir çocuk ölümü olayına niye müdahale etti apar topar, niye "gerekeni yapın" emrini verdi ve İSKİ Genel Müdürü'nün başını yedi?.. Çünkü, 37 kişi 2004'te ölmüştü.. Seçime 3.5 yıl vardı o zaman. Hafızai beşer, nisyan ile maluldür.. Yani insanlar unutur, nasılsa.. Oysa Dilara 2007'de öldü. Seçim yılı.. Daha da fenası, Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'na seçim yılı.. İnsan unutur da, o kadar çabuk unutmaz. Böyle bir yılda, duygusal bir şov da çok iyi olur. Bu şovu yakınlarınız kanalıyla sızdırdınız mı, ülke insanları bir minik çocuğun bile hesabını soran bir devlet adamına sahip oldukları için çok sevinir. Gider oylarını ona atarlar.. Cumhurbaşkanı olunca da bayram ederler..
|