Türkiye'den komşularına bir saldırı olmaz; bir de üsler olmasaydı!
Başlığı "teamüller dışında" bu kadar uzun attıktan sonra aslında yazıya gerek yoktu. Zaten az sonra yer de kalmayacak. Olsun. Canımız sağ olsun.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül' e sormuşlar: "İran'a saldırı düzenlenmesi durumunda, Türkiye topraklarını kullandırır mı?" Hükümetin iki numarası, Başbakan Yardımcısı Gül kesin cevap vermiş: "Türkiye'den komşularına hiçbir zaman saldırı söz konusu değildir. "
Biz gençleri bu sözlere inanmış görmek isteriz. Lakin azıcık şerbetliyiz. İlk şüphemiz, pek yuvarlak dilimizin o muzip kelime oyunlarıdır. O cevap şu manaya mı geliyor: "Türkiye Cumhuriyeti Devleti komşularına saldırmaz." Bu durumda, bizim devlet saldırmaz da, bu toprakları kullanan başka bir devlet saldırabilir. Fakat, soru açık olunca, cevabı da o soruya "binaen" kabul etmeliyiz. Mi yiz? "Türkiye toprakları üstünden komşularına hiçbir zaman saldırı söz konusu değildir." Böyleyse, iyi.
Yine de, dilin oyunu şu kuşkuyu peşi sıra getiriyor: "Türkiye toprakları" deniyor ya, tamam "toprak" olmayabilir; ama ya "Türkiye semaları"? Gel de çık işin içinden. Yani Dışişleri Bakanı olduğu için, gel de çık işin dışından. İşin içinden, dışın işinden: "Türkiye'den komşularına saldırı olmaz" taahhüdü "Türkiye'nin toprağından, havasından, denizinden" manasını da taşıyor mu? Muammer bu ne muamma şimdi?
Hükümetimize, devletimize, lafımıza, taahhüdümüze güvenelim, peki. Ama o neydi o? Henüz Gül Başbakan iken, AKP hükümeti yeni iken, "komşumuz" a saldırmak üzere tezkereyi bu hükümet hazırlayıp Meclis'e getirmedi mi? O sıra kenarda olan Erdoğan da, AKP'li bakanlar da, Dışişleri de, Genelkurmay da onu istemedi mi? Hem de ne katmerli saldırı. Hava, deniz ve kara. İlk elde 60 bin ABD askeri. Bir de biz; çok hevesliyiz. İskenderun, Adana, Güneydoğu, Trabzon vesaire. Yani, şimdi bir ilke imiş gibi "Türkiye'den komşularına saldırı olmaz" diyoruz ya, diyen ile o zaman "komşuya saldırı ve işgal tezkeresi" getiren aynı. O gün uluslararası hukuk dahi o saldırıyı meşru kılmamışken. Daha eskisi var zaten: Türkiye toprakları üstünden havalanan ABD, İngiliz uçakları marifetiyle Irak senelerce bombalanmadı mı? Bir işgalde kolayca düşebilmesi için, halkının bezmesi için, su arıtma tesislerinden ilaç fabrikalarına kadar sivil hedefler dahi bombalanmadı mı? Irak komşumuz değil miydi, taşınmış mıydı o vakit?
Bugün aşırı iyi niyetliyim. Şöyle diyeyim: Bu söz namustur; namus bu sözdür. O zaman üsleri ne halt yiyeyim: Türkiye toprakları üzerinde ABD'nin uçak, asker, bomba ve nükleer başlık, evet nükleer başlık bulundurduğu, başta İncirlik, üsler ne içindir? Yoksam Çin içindir? Madem ki Türkiye topraklarından komşularına saldırı olmaz; Üsleri sökelim, yerine pamuk ekelim. Nükleer başlıklar gitsin, yerinde nebat bitsin. Şunu demek istiyorum. Gül ağacı değilsek, neden ABD'ye hep eğilek!
Hakikaten komşulara saldırmayalım. Biz bize derdimiz çok. 5 yaşındaki kızlarımız lağım tuzağında boğuluyor; 12 yaşında TV dizisi taklit edip kendini asıyor, 15'liler kamyon kasasında dereye dökülüyor, az daha büyükler töreyle vurulmazsa ne ala! Öyle işte.
|