kapat
   
05 Mart 2007 Pazartesi
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Metehan Demir @ SABAH
SMS:
MD yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 
Bu yazının gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur
Dışişleri'nde "Los Diplomaticos"
Büyükanıt, Erdoğan ve Baykal'a ne dedi?

Bu yazının gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur

Türkiye'nin en popüler ve yanıtı merak edilen sorularının başında şu yer alıyor: "TSK, Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasına ne der?" Bugünlerde, Genelkurmay Başkanlığı'nda tanıdıklarına ulaşma ve randevu alma isteği rekor kırmak üzere. Araya hatırlı birilerini, ortak dostları sokup komutanlarla görüşüp, bir şeyler öğrenip gelecek dönemdeki işlerini ona göre ayarlamak isteyen çok sayıda kişi var.
Senaryolar: Öncelikle konuşulan senaryoları aktaralım. Kimileri, "Asker beklenen çıkışı gerçekleştirecek. Bugün yarın açıklama gelir, 'İstemiyoruz' diyecek" iddiasında. "Sivil toplum örgütleri dahil bir toplumsal duruş oluşturulacak ve Erdoğan'ın istenmediği kendisine ve partisine hissettirilecek" tezini savunanlar var. Kimi işi iyice abartıp darbe senaryosuna kadar götürüyor. Bazıları da "Hiçbir şey olmayacak" tezini işliyor. Spekülasyonun ve komplo teorisinin haddi hesabı yok. Hatta, "Erdoğan ile asker arasında gizli anlaşma var. Başbakan Köşk'e yürüyor" diyenler bile mevcut.
Peki ne olacak?: O zaman şimdi size ilginç bir anımı anlatayım. Yıllar evvel uzak bir ülkeye gitmiştim. Tesadüf bu ya, bu ülkede de Türkiye'deki durumun aynısı söz konusuydu. Cumhurbaşkanlığı'nı çok isteyen ama daha net kararını vermeyen ve gelişmeleri izleyen bir lider vardı. Aynı şekilde, onun da Cumhurbaşkanlığı adaylığına askerlerin ne diyeceği merak edilmişti. Şansım yaver gitti ve oldukça hatırı sayılır biri ile konuşarak o ülkede neler yaşanabileceğini öğrenmiştim. Bakın bana neler anlatıldı:
"Bizim ülkede askerlerin kişilerle ve isimlerle hiç problemi olmadı. Ama iki noktada hassaslardır: Rejime yönelik kökten dinci tehdit ve bölücü terör. Bu ikili hassasiyete yönelik bir yanlış adım atıldığında kim olursa olsun askerler hemen reaksiyon verir. Burada, Cumhurbaşkanlığına giden yolda da, o isimle ilgili pek seslerini çıkarmadılar. Bir keresinde taraflar galiba konuştu. Ancak, birkaç kez de çeşitli yerlerde kafalarındaki lider tarifini yaptılar. O da yanlış hatırlamıyorsam şöyle idi:
"Anayasa'yı, laik sistemi, ülkeyi kuran liderin ilkelerini içine sindirmiş, bunların gereğini daima uygulayan, önceki Cumhurbaşkanının geri çevirdiği sakıncalı kararname ve atamaları iyice elemeden onaylamayan, Silahlı Kuvvetler'in komuta kademesindeki atama teamüllerinin kimyası ile oynamayan, devlet organlarını eşgüdüm içinde çalıştıracak, siyasetle bağını kesmiş uzlaşmacı bir isim. Kısacası Cumhurbaşkanlığı makamına gelişi, rövanş olarak görülmeyecek bir kişi. Ülkenin temel değerlerine sahip çıkan bir zihniyetten bahsetmişlerdi..."
Tam bu sırada, "Peki, bu muhtemel adayın haricinde hemen ardından gelen 2. önemli isim ya da diğer adaylar çıkmadı mı, o zaman ne oldu?" diye sordum. "Fark etmez. Kim olursa olsun, bu tanım herkes için geçerliydi" yanıtını aldım. "Ya, demokrasi, üye olmaya çalıştığınız uluslararası kurumlar ve piyasalar ne oldu?" sorusunu yönelttim. "Hepsinin herkes farkındaydı. Çok keskin bir bıçak üzerinde adeta bir dans gibiydi" denildi. "Örtü"lü meseleleri hiç sormadım. Orada, sorun muhtemel aday veya diğerlerinin bir ara çözüm bulması şeklinde çözülmüş. Kafamda bir soru daha kalmıştı: "Ama sizin ülkenizde seçimlere çok az kalmasına rağmen hiç ses çıkmamış. Bütün bunlar ne zaman oldu?" Cevap çok ilginçti:
"Bazı anlar vardır. Saatin tik taklarını duyarsınız ama zamanın geçmediğini hissedersiniz. Bizim ülke de böyle. Bir, bir buçuk ay çok uzun zaman. Her şeyin yeri ve zamanı vardır. Bir keresinde kurumsal kimlikle ilgili tepki vermeleri gerekti ve verdiler. Belki bu örnek size bu ülkede gerektiği zaman gereken çıkışın yapılacağını ve gelişmelere göre adım atılacağını net olarak anlatmıştır. Kısacası sorun, sistemsel hassasiyetlerde otomatik refleks mekanizmalarını işletebilecek bir isimle çözüldü. Tabii Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde çevreden gelen sivil sesler ve tavsiyelere de kulak verilmişti." İşte böyle. Bakalım bizde nasıl olacak?
Unutmadan önemli bir dip not: Bu yazının Türkiye'deki gerçek kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türk kahvesinin fendi espressoyu yendi   / 26-02-2007
 Çorabında sigara gibi cep telefonu taşıyan vekil kim?   / 19-02-2007
 Beyaz Saray'daki haritanın sırrı   / 12-02-2007
 İşte ABD'nin PKK ile ilgili gizli planı   / 05-02-2007
 ABD'nin Irak savaşındaki 4 yıllık Türkiye sırrı   / 29-01-2007
 Dink cinayetindeki gizli servis kim?   / 22-01-2007
 6 sorunda MİT'in kafa karıştıran açıklamasının şifreleri   / 15-01-2007
 'Artık deve kesmiyoruz yanımızda gezdiriyoruz'   / 08-01-2007
 Erdoğan'ın gezisinde merak edilen akreditasyon eşiği   / 01-01-2007
METEHAN DEMİR
Bu yazının gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi...
YAVUZ DONAT
Gündem: Laf salatası
Kenan Evren çevresinde gelişen...
33 yıldır kayıp çocuk Türkiye'de mi?
Barış Harekâtı'nda öldüğü söylenen 5 yaşındaki Rum çocuğun Ankara'ya...
'Herkesin önünde özür diliyorum'
Bülent Ersoy ayaklarını kırdırmakla tehdit ettiği Mustafa...
TV programına bakıp eşarpla intihar etti
TV programına bakıp eşarpla intihar etti
İlköğretim öğrencisi Hatice, programa özenip canına...
Dink'in anıldığı kilise önünde meçhul kurşun
Dink'in anıldığı kilise önünde meçhul kurşun
Hrant Dink'in ölümünün 40'ıncı gününde Kumkapı'daki Meryem Ana...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
Bize Ulaşın
   
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu