|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sarkozy'nin zaferi korkutucu değil
SABAH'ın Paris muhabiri, ülkenin önde gelen gazetesi Liberation'a cumhurbaşkanlığı seçimini değerlendiren makale yazdı. Gazete her hafta bir yabancı gazeteciye seçimi yorumlatacak.
Hiç kuşku yok ki, Sosyalist partili Segolene Royal kadın değil, erkek olsaydı, bugün sahnede alkışlanan değil, bir köşede alkışlayan olacaktı. Siyasi liderlerin, cam önünde oturmuş yaşlı kadınlar gibi bir alıp-bir koyduğu, değişime direndiği ve hiçbir şeyin kıpırdamadığı izlenimini veren bu ülkede yeni olan ve Fransa'yı silkeleyecekmiş izlenimi veren tek aday Sarkozy. Ancak, onun bazen korku veren robot adam imajı, insanlara çok daha yakın duran, aile babası görüntüsündeki François Bayrou'nun oylarını tırmandırıyor.
'KOLTUK'MUTLAKA DEĞİŞTİRİR Royal'in genel tarzı ve partisinin duruşuna bakılırsa, iktidardaki UMP'nin lideri ve İçişleri Bakanı olan Nicolas Sarkozy'nin yanında Ankara'nın üyeliğine daha olumlu yaklaştığı kesin. Ancak bu konudaki bütün negatif ve bazen ölçüsüz konuşmalarına rağmen, Sarkozy'nin olası zaferinin yine de Türkiye açısından korkutucu olmadığı düşünülebilir. Sarkozy ikna kabiliyeti yüksek ve pragmatik bir politikacı. Siyasi parti liderlerinin, makamlarına oturduğunda küçük rötuşlara başvurmaları adettendir...
ROYAL 'ZAMANI GELİNCE' DİYOR Bu üç liderin Türkiye konusundakisöylediklerine gelince: Olası üyeliğe evet ya da hayır demeleri bakımından değil, ele alış biçimlerine göre sadece Türkler'e değil Fransızlar'a da ölçü olabilir. Bayrou, Ankara'nın AB'de yeri olmadığını yıllardır söyledi. 30 milyon Euro yardım yapılmasını dahi önermişti. Ya Türkiye'yi, ya da ekonomik ölçekleri bilmiyor! Royal ise "Fransızlar ne derse öyle düşüneceğini" söylüyor. Elbette liderlik sadece halkın görüşlerini hayata geçirmek değil, halkı günlük yaşam parametrelerinin ötesinden de haberdar edip yönlendirebilmektir.
BELKIS KILIÇKAYA PARİS
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|