|
|
Bu gala "daşlı" gala!
ÜNLÜ Azeri halk türküsü, "Cıngılı daşlı gala, korkarım yar gelmeye, gözlerim yaşlı gala" diye devam eder ama orada kastedilen gala, "kale"dir! Son dönemdeki galaların da "taşlı" olduğunu gözlemliyorum. Her galada mutlaka bir olay, bir polemik yaşanıyor. Neden? Gazetelerde gala organizasyonu daha büyük kullanılsın diye... Bunun adına "halkla ilişkiler faaliyeti" diyorlar. Sevsinler... Asıl kaygı, "basın gelmeyecek, gözler yaşlı kalacak" diye...
"ATLA GEL ŞABAN!" Romantik filminin galasına "at muhabbeti" damgasını vurmuş. Okan Bayülgen filmde öptüğü Yasemin Kozanoğlu için "Atla öpüşsem daha iyiydi" demişti ya, Yasemin'in yanıtı gala gecesinde gelmiş: "Okan Bey galaya atıyla gelecek..." Yasemin'in kastettiği, Okan'dan 10 santim uzun olan sevgilisi Berrak Tüzünataç.. Ne yaratıcılık Ya Rabbim?.. Aynı gece, şehit polislerin aileleri için yapılan bir yardım defilesi var Ama podyumdaki görüntüler "tema" ile taban tabana zıt. Frikik üstüne frikik... Göğüsler fora, mankenler dudak dudağa... Neden? Gazetelerde ve magazin programlarında "daha büyük" kullanılsın diye... Bir gece sonra Casablanca oyununun Tiyatro Kedi'de galası var. Oyunu ve Yeşim Salkım'ın performansını çok merak ediyorum. Ama gitmiyorum. Çünkü Yeşim Salkım'ın gala gecesinde kuaför sevgilisiyle ilgili açıklama yapacağı duyuruluyor. Neden? Gala haberi üç sütun yerine altı sütunu kapsasın diye... Bu "sığlığın" bir parçası olmamak için tiyatroya normal bir günde gitmeye karar veriyorum. Aslında bir medya mensubu olarak bu konuda çuvaldızı kendimize batırma zamanımız geldi de geçiyor. Frikiğin hayır işlerinden, gönül maceralarının tiyatro sanatından daha büyük bir "haber değeri" taşımadığına öncelikle biz gazeteciler olarak "kendimizi" inandırmalıyız.
|