Zamanın adam titretenleri
Eski Cumhur- başkanlarından Kenan Evren "Türkiye eyalet sistemine geçebilir" dedi, kıyamet koptu. Fatih Altaylı hatırlattı. Evren eskiden Kürt diye bir şey yoktur. Onlar dağ Türkleridir. Karda yürürken ayakları yerden kart kurt diye ses çıkardığı için onlara Kürt denmiş" diyordu. Anımsadınız mı? Bugün geldiği nokta tartışma başlatma açısından ilginç, kendisi açısından ise trajik. Bir şeylerin dillendirilmesi için illa ki 90 yaşında olmak mı gerekiyor? Üstelik kendi hazırladığı Anayasa, yetkilerin bölgelere dağıtılmasını değil tersine merkezin yetkileri elinde tutmasını öneriyordu. Bu da başka bir çelişki! Duyduğuma göre emekli askerler arasında Evren'in sözleri infiale yol açmış. Ama kimse de çıkıp "Aman Paşam sen ne anlatıyorsun? Madem öyleydi bunları şunları niye yaptık" demiyor. Görüştüğüm birkaç üst düzey askerin ortak söylemleri gerçekten de acınasıydı."Şimdi Evren'den sonra kalkıp ne diyelim ki? Hem basın tefe koyar bizi. Nasıl karşı çıkalım? Adam en üst düzey askerdi, Cumhurbaşkanı'ydı. O bunları söylerse bize susmak düşer." Zamanın adam titretenleri bugünün suskun adamları... Rakı masasında memleket kurtarır oldular. Eyalet sisteminin tartışmaya açılmasında hiçbir gariplik görmüyorum. Hatta daha ilginç fikirler de tartışılmalı. Başkanlık sistemi gibi örneğin. Ama herkes konuşmalı. Özellikle de bir devre tanıklık etmiş önemli askerlerin tecrübelerinden, fikirlerinden, pişmanlıklarından ve bugünkü duygularından çok şey öğreneceğimizi düşünüyorum. Ama nedense asla ağızlarını açmıyorlar. 90 olmayı bekliyorlar. Bu yüzden canım sıkılıyor. Annesinin elinden tutmuş yolda yürürken rögar kapağı olmadığı için üstü kartonla kaplı İSKİ çukuruna düşen Dilara'yı da unutamıyorum bir türlü. Günün ortasında bir şekilde sıkıntı duyarsınız ya nedeni belirsiz. Onun gibi bir şey işte. Düşününce hatırlarsınız canınızı yakanı. Dilara canımı yakıyor. Kim o anneye "Sorumlu sen değilsin, biziz" diyecek merak ediyorum. O kadın gecelerce kendine hep aynı soruyu sorduğunda kim onu teselli edecek? "Kızımı nasıl tutamadım?" Son olarak, Başbakan Erdoğan'la eşi Emine Erdoğan'ın evini gördünüz mü? Dekorasyonda yok yok! Deri koltuklar, Fildişi taht misali oturma grubu, yağlıboya tablolar, tuğralar, kocaman bir klima, LCD. Canım sıkılıyor demek istiyorum o da olmuyor. Hem zevkler ve renkler tartışılmazmış!
|