kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Atilla Dorsay @ SABAH
 
Irksal milliyetçiliğe karşı tavır almalıyız
Aşçı'ya geçmiş olsun....
Kelimelerimize ne oluyor?
Ertuğrul Özkök'ün yanlışı

Irksal milliyetçiliğe karşı tavır almalıyız

Bir cinayetin tüm ülkeyi aynı matemde birleştirmesi gibi olağanüstü bir olayı iyi değerlendirelim. Yapay düşmanlıkları törpüleyelim... Yükselen, gelişen ve demokratikleşen bir Türkiye'ye bu yakışır

Sahi ne oldu bize? Niye böyle birbirimize, yanıbaşımızdakine, yüzyıllar boyu birlikte yaşadıklarımıza düşman olduk? Osmanlı'da altı yüzyıl boyunca bu yoktu. 20. yüzyılda imparatorlukların çöktüğü, dünyamızın büyük, kanlı savaşlarla sarsıldığı dönemlerde yaşanan kimi acı olayların dışında da gerçek anlamda bir ırkçılık ve farklı din, dil ve kültürdekilerini 'öteki' sayma tavrı yoktu. Benim gençliğimde de araya giren Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olayları gibi acılı dönüm noktalarına karşın, azınlıklarla hep dosttuk. Ne kadar çok sevdiğim Ermeni kökenli arkadaşım olmuştur: Beyoğlu gecelerinin Zenop veya Mihran'ını, piyano hocam Ramel Hanım'ı, askerlik arkadaşım Varujan'ı, tercümanrehberlik günlerimde kendilerinden çok şey öğrendiğim Yetvart Şahbaz, Jak Pembe veya Vera Gözübüyük'ü, Kapalıçarşı'nın efsanevi halıcılarından Osmanlı'nın sahibi Hrant veya Galeri İstanbul'un sahibi Herman'ı nasıl unutabilirim? Ya da, daha yakın yıllardaki müzik dostum Agop Çekmen, sevgili meslekdaşım Alin Taşçıyan, Yunan adaları gezisi dostlarımız Nadya Hanım ve ailesi... Tüm bu değerli insanlar olmasa hayat ne kadar sıkıcı olurdu, ne çok renk yitirirdi...

ÇAĞDIŞI MİLLİYETÇİLİK
Aslında tüm dünyada ırka dayalı bir milliyetçilik yükselme halinde: Almanya'da azgınlaşan Neo-Nazizm, Fransa'da ne yazık ki artık iktidara yürüyen yabancı düşmanlığı, İngiltere'de en popüler TV programlarına yansıyan yabancı kültür alerjisi, Balkanlar'da çağdaş soykırımlara yol açan şovenist milliyetçilik... Ve elbette Türkiye'de de, şaha kalkan aşırı ve çağdışı bir milliyetçilik anlayışı var. Hrant Dink'i hiç tanımadım. Ama mücadelesini yakından izledim ve hayranlık duydum. O bir yandan vatanı bellediği bu ülkedeki yükselen ırk milliyetçiliğine, öte yandan da onun karşı cephesi olan diaspora nefretine, aynı mesafeyi koyarak karşı çıkmaya çalışıyordu. Ve iki tarafı da kızdırıyordu. Belki en büyük talihsizliklerinden biri, o ünlü 'kan ve nefret' ikilemine dayalı cümlesi oldu. Bu cümle yanlış çevrildi, yanlış yorumlandı. Onun Ermenilerin kanındaki kronik Türk ve Türkiye düşmanlığını bir zehire benzeten cümlesinin nerdeyse bilumum medyada 'zehirli Türk kanı' diye yorumlanmasına şaşmaz mısınız? Şimdi yapacak çok şey var. Bu cinayetin neredeyse tüm ülkeyi aynı matemde birleştirmesi gibi olağanüstü ve doğrusu beklenmeyen bir olayı iyi değerlendirelim. Ortak değerlerimizi ön plana çıkarıp yapay düşmanlıkları törpüleyelim. Nisanda açacağımız, onarılan Aktamar Kilisesi'nden sonra, Ani harabelerini veya diğer yıkıntı halindeki Ermeni (ve Rum) kiliselerini onaralım, ders kitaplarını küçültücü deyişlerden arındıralım. Ve bu vatanın rengi ve çeşnisi olan farklı kökenlerden Türk vatandaşlarımızı yeniden en yakın dostlarımız arasına alalım. Yükselen, gelişen ve demokratikleşen bir Türkiye'ye bu yakışır. Bu arada medyadaki ırkçı davranışları ve son dönemde popüler filmlere yansıyan aşırı milliyetçiliği de hiç tutmadım, tutmuyorum. Sadece son günlerde Kurtlar Vadisi Irak'tan Son Osmanlı'ya kimi filmler için yazdıklarım, buna tanıktır. Eğer gerçek birer demokrat ve gerçek birer vatanseversek, sanata yaklaşımımızda da bu tavır temel olmalı diye düşünüyorum. Hele şu belalı kavga günlerinde...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ne işiniz var Urfa'da?   / 02-03-2007
 Herkes birden nasıl demokrat kesildi...   / 23-02-2007
 Berlin'de Türk olmak ve Türk filmi izlemek   / 16-02-2007
 Türkler'in tarihinden kesitler   / 09-02-2007
 Cem Yılmaz olmak kolay mı?   / 02-02-2007
 Cem Yılmaz olmak...   / 02-02-2007
 Irksal milliyetçiliğe karşı tavır almalıyız   / 26-01-2007
 Bir deli, bir taş mı attı?   / 19-01-2007
 Bir deli taş mı attı?   / 19-01-2007
 Hep dönüp gelinen, kentlerin anası: Paris   / 12-01-2007
  » Yazarlar
    Alışveriş
    Yaşam
    Ajanda
    Güncel
    Gezi
ATİLLA DORSAY
Ne işiniz var kardeşim Urfa'larda?
Televizyonda artık...
Asansörde bir cumhurbaşkanı
Asansörde bir cumhurbaşkanı
Dizindeki menisküsün tedavisi için Türkiye'ye gelen Arnavutluk...
Tahsin Çiftçi'nin vasiyeti geçerli
Tahsin Çiftçi'nin vasiyeti geçerli
300 milyon YTL'lik mirasını kardeşi Hikmet Çiftçi ve yeğenleri Hatice...
İşte eyalet haritası
Kenan Evren'in eyaletlerin yolunu açacak nitelikteki 'bölge...
Hollanda Kraliçesi Papa'nın izini sürdü
İstanbul'a geçen Hollanda Kraliçesi, Prens ve Prenses, Boğaz turuyla...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.