kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
New York'ta olmak ya da olmamak
New York'ta olmak ya da olmamak
Beğendik beğenmedik

Böyle olur defilenin kulisi

New York Moda Haftası, bütün ihtişamıyla yaşandı bitti. Kimi defile çadırının önünde ünlü gözledi, kimi VIP konuk olarak defileleri en ön sıralardan izledi. Mankenler de kuliste kâh yemek yedi, kâh kitap okuyup, puzzle yaptı.


New York'ta olmak ya da olmamak

New York Moda Haftası tüm hızıyla geldi, geçti. Moda, defilelerden sokaklara, otellerin lobilerine, mağazalara taştı. İşte izlenimlerimiz....

Sevdiğiniz, keyif aldığınız şehrin en hareketli zamanlarında orada bulunmak, keyfinize daha da keyif katıyor. New York'ta her zaman bir 'entertainment' (sergi, fuar, defile gibi aktiviteler) olsa da benim için en güzel zamanı, hiç kuşkusuz moda haftasının denk geldiği zamanlar. O hafta New York, dünyanın her yerinden modayla ilgili herkesi buraya çekiyor. Bryant Park'ta kurulan ve defilelerin yapıldığı çadır dışında gittiğiniz restorandan bindiğiniz taksiye kadar her yerde size, oraya moda haftası için gelip gelmediğinizi soruyorlar.

DEFİLE NASIL İZLENİR?
Defalarca gitmiş, hatta orada yaşama şansını yakalayabilmiş olduğum halde, New York'u hiç bu kadar soğuk görmedim. Bindiğim bir taksinin şoförüne göre 'New Yorker'lar, gözyüzünden buz yağsa bile yine sokaklarda yürümeye devam edermiş... Hak vermedim de değil! Ben de bunun üzerine soğuktan şikayet etmeyi bırakıp, New York'u keşfe devam ettim. Bu şehirde güzel olan, daha önce ne kadar gelmiş olsanız da şehirde keşfedecek daha çok şey olması. Defilelerin bulunduğu çadıra girerken davetiyenizin olması şart, yoksa sadece dışarıdan gelen gideni seyretmekle yetiniyorsunuz. Kapıda sizi karşılayan özellikle Japon basın ordusu, nereden ne giydiğinizi görüntüleyip, notlar aldıktan sonra, 'celebrity' havasıyla içeri giriyorsunuz. Çadırın içinde defileler için ayrılan salonlara geçmeden, sponsor firmaların standlarını gezme fırsatınız var. Zaten defileler başlamadan önce sıraya geçip, uzunca bir zaman ayakta salonun açılmasını bekliyorsunuz. Bu sırada da Moet şampanyası yudumlama şansınız oluyor! Bazı defileleri izleyici yoğunluğundan koltuk numarası alamadığınız için ayakta izleyebiliyorsunuz. Ama salona önce 'VIP' konuklar alınıyor. Zaten bu konukların çoğu 'backstage'den direkt salona, ilk sıradaki yerlerine geçiyor. Biz arkadakilere de fotoğrafçıların yoğunluğuna bakarak kimlerin geldiğini izlemek kalıyor. Vogue dergisinin editörü Anna Wintour, Herald Tribune'ün moda editörü Suzy Menkes, Hollywood yıldızlarından Sienna Miller, Nicole Richy, Sean Comb, Harry Connick Jr. ilk sırada gördüğüm tanınmış isimler arasında... New York'a gidip de alışveriş yapmamak olmaz! Özellikle moda haftasının başladığı tarihte Proenza Shouler'ın Target mağazaları için yaptığı tasarımlar satışa sunuldu. New York'ta Target mağazası olmadığı için 2 Şubat'ta Opening Ceremony adlı bir mağaza, bu koleksiyona yer verdi. 3 Şubat sabahı gittiğimde, mağaza müdürü gülümseyerek, bir gün önce tüm ürünlerin satıldığını söyledi. Tasarım ürünlerine 20 dolardan başlayan fiyatlarla ulaşma fırsatını hiçbir New Yorklu kaçırmamış! İşte bu da New Yorkluların hava şartlarına göre yaşamadığına bir örnek... Vitrinler ilkbahar-yaz ürünleriyle renk cümbüşü yaşatırken, siz kat kat giyinmiş olduğunuzdan ipek, şifon gibi ince kumaşları denemeye cesaret edemiyorsunuz. Koleksiyonlarda 50'ler, 60'lar dikkat çekerken, püsküllü çanta ve botlarla da 70'lerin bohem havası dikkat çekiyor. Prada elbise ve çantalarında bu akıma yer verirken, Gucci de senelerdir Minnetonka markasının klasikleşmiş modelinin neredeyse aynısını 795 dolar etiketle satılıyor! Bu arada Minnetonka botların 45 dolardan başladığını da belirtelim. Yeter ki isteyin, New York'ta istediğinizi uygun fiyatlara da bulabiliyorsunuz. New York'a gidip de Barney's'e girmemek olmaz. Bu mağaza zincirine girer girmez, Sevan Bıçakçı'nın yüzükleriyle karşılaşıyorsunuz. Bu da bir Türk olarak çok gurur verici. Moda haftasını fırsat bilip, tasarımcılarla da röportaj yapma fırsatım oldu. İtalyan firma Miss Sixty'nin Amerika çıkartmasını, adıyla efsaneleşmiş Tommy Hilfiger'ın yeni projelerini ve Puma için çanta tasarlayan Lydia Hearst'le sohbetimizi önümüzdeki haftalarda moda sayfamızda okuyabilirsiniz...

Esra ÇORUH

DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 İşte Makbule'nin içindeki Hasibe'ler...
 'Hanım beni penaltı noktasına gömecek'
 Bağımlılık yapan kahramanlar
 Bas bas paraları kuçuya
 Sisli bir gece filmi
 Harvey Nichols'a Türk yağı
 Genç vârisin çantaları tükeniyor
 Hilfiger mobilya tasarlayacak
 Açık Açık destek istiyor
 Her şey çanta için
 Korku dolu çantalar
 Bu çağrı başka türlü söylemek isteyenlere...
 Eşkıya dünyaya hükümdar...
 40 yaşında da hiperaktif olabilirsiniz
 Kylie'nin son seferi
 Dört ayaklı ekonomi hızla büyüyor
 !f İstanbul kışkırtıyor
 İstanbullu sözlüğünü yaratıyor
 Kült filmlerin kült yazarı
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
ALİ POYRAZOĞLU
Müjdat Gezen'i kınıyorum...
Konservatuar tiyatro...
REFİK DURBAŞ
'1 kuruş'a ne oldu?
Şimdinin, cüzdanlarında 'dolar',...
Ot deyip geçmeyin
Ege bölgesine has otlarla yapılan yemek ve mezeler, son yıllarda sayısı giderek...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.