kapat
   
26 Şubat 2007 Pazartesi
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Abdurrahman Yildirim @ SABAH
SMS:
AY yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Ya yiğit tökezlerse ne olacak?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, YASED'in düzenlediği "Fırsatlar Ülkesi Türkiye" konulu konferansta cari açık konusunda şunları söyledi:
"Biz cari açıktaki sıkıntının teorik olarak bilincindeyiz. Pratikte de cari açık ne zaman götürür, ne zaman size herhangi bir şey yapamaz, onun da bilincinde ve farkındayız. Cari açık her zaman bir yokluk değil. Eğer siz yere sağlam basıyorsanız, cari açık bazen teşvik edicidir. Ama yere sağlam basıyorsanız. Şu anda Türkiye işte bunu yakalamış durumda. Bizde güzel bir söz var: (Borç yiğidin kamçısıdır), derler. Ama yiğitsen kamçıdır. Eğer yiğit değilsen felâkettir. Biz borçlanabiliyorsak, milli gelir itibariyle 181 milyar dolardan 400 milyar dolara dayanmış olan bir imkanın, gücün var da, bunun için rahat borçlanıyorsun."
Cari açık son yıllarda en çok bozulan gösterge olarak Türkiye'nin en önemli ve en çok tartışılan ekonomik sorunu haline geldi. Soruna çözüm bulması gereken veya bu sonuçtan birinci derecede sorumlu olan kişi de ülkenin başbakanı. İlk kez cari açık konusunda görüşlerini bu netlikte ortaya koyuyor. Geçmişte " Borç yiğidin kamçısıdır" sözünden şimdi "Açık yiğidin kamçısıdır" sözüne geldik.

- Hızlı koşmak için mi? - Başbakan'ın konuşmasından benim çıkarımlarım şöyle:
- Cari açığın yol açabileceği tehlikelerin Başbakan da bilincinde. Ama bu açık bazen risk veya tehlike doğurabildiği gibi, bazen de teşvik edici olabilir. Bu da yapılan işlere bağlı. Başbakan Türkiye'de iyi şeyler yapıldığını, dolayısıyla açığın teşvik edici ve kamçılayıcı bir etkisi olduğunu söylüyor. Yani bir anlamda hızlı koşturulmak istendiği için, ekonominin kamçılattırıldığı sonucu çıkıyor ortaya.
n Başbakan cari açık için "Yiğitsen kamçıdır, yiğit değilsen felâkettir" diyerek bunu bir sorun olarak görmüyor. Cari açığı yiğitlik olarak kabul ediliyor. Burada da bu soruna yönelik bir önlem alma niyetinin olmadığı söylenebilir. Türkiye'nin tasarrufları yetersiz, yatırımlar için dış kaynakları kullanmak durumunda. Bir yerde makul ve sürdürülebilir bir oranda cari açığı herkes kabul ediyor. Ama anlaşılan bu oran Başbakan'a yetmiyor. Daha yüksek büyüme için daha yüksek cari açığı göze alabiliyor.
- Bitişikte yer alan tablodaki rakamlarda aslında siyasi açıdan Başbakan'ı doğrular nitelikte. Tabloya baktığımızda cari açıkta düzelme ancak ekonominin daraldığı, sabit fiyatlarla kişi başına gelirin düştüğü, yani halkın yoksullaştığı yıllarda olmuş. 1988, 1989, 1991, 1994, 2001 cari dengenin fazla verdiği yıllar. Aynı yıllarda ekonomi küçülmüş, iki büyük kriz yaşamışız, kişi başına gelir azalmış.
- Cari açık büyümesin ve bunun sonunda duvara toslamayalım diye önceden önlem alınan bir dönem olarak 19881989 yılları sayılabilir. Ancak bu dönemin ortasında gerçekleştirilen yerel seçimler iktidar partisinin ağır yenilgisiyle sonuçlanınca, popülist uygulamalara keskin bir dönüş yapıldı. 1990'daki yüksek büyüme bunun sonucu, bağlı olarak 1991'deki daralma da.
- Cari açıkların birikerek ne zaman bir patlamaya dönüştüğü veya krize yol açtığı, kuru zıplattığı konusunda geçmiş yıllarda bir netlik yok. Bu süreler bir yıldan yedi yıla kadar değişebiliyor. 1981 yılında başlayan büyüme 1987'de son buldu ve yedi yıl devam etti. Ancak 1990 büyümesi bir yıl sürdü. 1992 ve 1993 büyümeleri 1994'de kesildi. Bu krizin ardından başlayan büyüme dört yıl devam etti. 2001 krizi sonrası başlayan yüksek büyüme de beş yılını tamamladı, altıncı yılına girdi.
- Cari açığın üç önemli nedeni var. Büyüme, kurun düzeyi ve enerji fiyatlarının yüksekliği. Büyümeyi düşürmeyi siyasiler tercih etmediğine, enerji fiyatları da dünyada belirlendiğine göre, geriye döviz kuru kalıyor. Kurun düzeyini artırmak yani YTL'nin değer kaybına yol açmak ki, bunun mekanizması şu anda yok, aynı zamanda ekonomik daralmayı beraberinde getirir. Seçim yılında tercih edilmeyecek bir gelişme. Yani Başbakan'ın sözlerinden, cari açığı kontrol altına almak için kurun düzeyine yönelik veya büyümeyi düşürecek bir önlemin beklenmemesi gerektiği çıkıyor. En azından seçime kadar.
- Seçim sonrasında ise yeni hükümet yeni ekonomik program yapar mı, yaparsa kurun düzeyine ilişkin bir ayarlamaya gider mi, bu konuda yumuşak inişi hedefler mi, yoksa bunun zamanlamasını piyasaya mı bırakır, bilemeyiz. Ama inşallah Başbakan'ın söylemi doğru çıkar. Yiğit yorulana veya ömrü yetene kadar koşmaya devam eder ve tökezlemez. Çünkü tökezlerse Başbakan'ın deyimiyle felâket olur.

- Sonuç - "Herkes ölmek için yaşar, düşmek için yükselir" Marlowe

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Mortgage yüksek gelir ve istikrarı gerektirir   / 23-02-2007
 Piyasalara birkaç ay bir şey olmaz mı?   / 22-02-2007
 Kayseri'de yabancı hazırlığı   / 21-02-2007
 Rekabet için yeni paket zamanı   / 19-02-2007
 Cari açıkta artış durur mu?   / 16-02-2007
 Yüksek faiz coğrafyamızdan mı yadigâr?   / 15-02-2007
 Türkiye faizde neden dünya birincisi?   / 14-02-2007
 Kurun düşüşüne karşı Türkiye'nin eli kolu bağlı mı?   / 13-02-2007
 Dövize müdahale faizi yükseltir mi?   / 12-02-2007
 Bu bütçeyi çok ararız   / 09-02-2007
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Ya yiğit tökezlerse ne olacak?
Başbakan Recep...
UFUK SANDIK
'Kelle koltuk'ta taşımaya Türk işi çözüm
Türkiye,...
'Gözde damping kör eder' korkusu
Her alanda birbiriyle yarış halindeki göz hastaneleri, ameliyat...
Skandal, iki oyuncu kumsalda esrar içti
ABD'li iki ünlü oyuncu Cameron Diaz ve Drew Barrymoore birlikte tatil...
Başucunda Çatlı kitabı
Başucunda Çatlı kitabı
Trabzon Cezaevi'ni ziyaret eden Meclis Okullarda Şiddet Komisyonu...
Erdoğan'dan reform çağrısı
Erdoğan'dan reform çağrısı
Başbakan Tayyip Erdoğan Cidde Ekonomik Forumu'ndaki konuşmasında...
IMKB
E: 43.592 D:% -0,54
DOLAR
S: 1,380 D:% -0,181
EURO
S: 1,817 D:% 0,304
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
Bize Ulaşın
   
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu