|
|
F.Bahçe'nin yolu açık!
F.Bahçe'nin zorlu maçlar etabında veya teknik direktörün hamle yapması gereken anlarda sıkıntılar yaşayacağını biliyorduk. 100. yılda koyulan büyük hedefler için hem tecrübesi, hem de bilgisi sınırlı Zico ile devam edilmesi, bugün yaşananları kaçınılmaz kılmıştı. Gerçek mucize bu noktadan daha ileri gitmek olacaktı ki, bunu da yorumu Başkan Aziz Yıldırım'ın daha önce yaptığı bir yorumdaki gibi "Tesadüf" olurdu. Futbolu, teknik direktörüne doğru dizilişi verecek kadar bilen yönetimin, aynı isme takımı emanet etmesidir tartışılması gereken... Bu güveni içlerinde nasıl duydular, böylesine girift bir organizasyon içinde 100 milyon dolarlık takımlarını, böylesine bir bilgisizliğe nasıl emanet ettiler? Alkmaar maçı ümitlerin bitmesidir. Oysa ligde ve UEFA'daki maçlarda bu sinyaller verilmişti. Ama skora bakanlar, böyle gideceğini sandılar. Bu kadar saflar mıydı? F.Bahçe'yi eleştirenler belki de en sorumlu dönemi Zico ile geçirdi. Kulüp sözcüleri haricinde teknik direktörü beğenen çıkmadı. Eleştiriler son derece teknik yapıldı ve Zico'nun kişiliğine tek söz edilmedi. Bu dönemin en başında, "Zico gitmeli" diye yazarken, bu iddiamızı Brezilyalı hocanın rakip analizi yapmamasına, yeterli strateji üretememesine bağlamıştık. Zamanın bizi haklı çıkarması gerekmiyordu. Çünkü bunu Zico yaptı ve "Ben 4 yıllık bir hocayım. Benden bir Ancelotti veya Capello gibi tecrübe beklemeyin. Elbette hatalar yapacağım" dedi. Ama hatalarından ders almayı bilemedi. Kerim sağ bekti. Şimdi nerede? Ümit Özat'ı en iyi oynadığı maçtan sonra bile yedek bıraktı. Sezon başlamadan R.Carlos'u duyunca, "O zaman Ümit'i sağ bek oynatırım" diyen kendisiydi. Rüştü'yü nedensiz kulübeye gönderdi. Şimdi Volkan tartışılıyor. Dünyanın en iyi ön liberolarından Appiah'tan sağ kanat yaratmaya çalışıyor. Deivid'i tek forvet oynattığı gibi, rakip tek kale oynarken, orta saha yerine forvet değişikliğine gidiyor. İşin iyi tarafına bakalım. UEFA yolu kesildi ama Fortis Kupası'nda iddia sürüyor. Şampiyonluk yarışında fark açılıyor. Zico ile F.Bahçe, Türkiye'de fırtına gibi esiyor. Bu başarılı öğrencinin bilemediği tek soru var; "Do you speak English?" (İngilizce biliyor musunuz?)
|