 |  |
Komşunun ayıbı
Komünist rejim döneminde gizli servisle işbirliği yapmamış olması, rüşvet ve yolsuzluktan hüküm giymemesi, geliri ile yaşam düzeyi arasında kuşku uyandıracak farklar bulunmaması, devlete borç takmaması, siyasi ve maddi çıkar için parti değiştirmemesi...
Bulgaristan'da 13 sivil toplum örgütü, bu yıl Haziran ayına kadar (büyük olasılıkla 13 Mayıs'ta) yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aday olacaklarda aradığı koşulları böyle sıraladı.
Ancak Bulgaristan Parlamentosu, bu etik kriterleri bir yana itip, hiç de ahlaki olmayan bir koşul getirdi: 1984-1989 yılları arasında, komünist rejimin baskıları nedeniyle, hatta can korkusuyle Türkiye'ye kaçmak zorunda kalan Bulgar vatandaşları oy kullanamaz!
O dönemde 200 bin insanı yerindenyurdundan eden zorla asimilasyon, yani Bulgarlaştırma politikalarının mimarı Todor Jivkov, parlamentonun kararını duyunca 9 yıldır yattığı mezarında herhalde sevinç çığlıkları atmış olmalı.
Öyle ya; onun bile aklına gelmeyen bir yasağı, daha doğrusu dışlamayı artık "Avrupa demokrasi ailesi"nde yer alan ve "Toplumu oluşturan tüm unsurların eşit hak ve özgürlüklere sahip olması" ile övünen AB üyesi Bulgaristan hayata geçirdi.
Parlamentonun kabul ettiği yasaya göre, AB üyesi olmayan ülkelerde yaşayan Bulgar vatandaşlarının Avrupa seçimlerinde oy kullanabilmeleri için, seçimden en az 3 ay önce Bulgaristan veya AB ülkelerinden birine gidip seçim gününe kadar orada ikamet etmesi gerekecek.
Bu kısıtlamanın tek hedefi var: Türkiye'de yaşayan 200 bin Bulgar vatandaşının seçime katılmasını engellemek. Nedeni basit: Onların oy kullandığı sandıklardan "Hak ve Özgürlükler Hareketi" (HÖH) tulum çıkıyor. Bulgar halkı da seçimlere ilgi göstermediği için (katılma oranı yüzde 50'yi aşmıyor), Türk azınlığın siyasi hareketi küçümsenmeyecek sonuçlar elde ediyor. Örneğin, 25 Haziran 2005'teki son genel seçimlerde HÖH, Türkiye'deki seçmenlerden gelen 50 bini aşkın oyun da katkısıyla 240 üyeli meclise 34 temsilci soktu.
AB içine sindirebilecek mi?
Yapılan araştırmalara göre, Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin Avrupa Parlamentosu'na gönderilecek 18 milletvekilinden 5'ini kazanması bekleniyordu. Yeni yasayla en az 2 üyeliğin önü kesilmiş oldu.
Koalisyon ortağı Halk ve Özgürlük Hareketi'ni sırtından hançerleyen 2'nci Ulusal Simeon Hareketi'nin desteğiyle parlamento Bulgaristan'ı vatandaşlarını seçmen listelerinden ve nüfus kütüğünden çıkaran ilk Avrupa ülkesi yapan bu utanç verici düzenlemeyi yaparken, anayasayı çiğnemeyi bize göze aldı. Çünkü Anayasa diyor ki;
"Bulgaristan Cumhuriyeti vatandaşı, nerede olursa olsun, bu Anayasa'nın verdiği hak ve sorumluluklara sahiptir." (Madde 26/1)
"Taksirli suçlardan hüküm giyenler ve ceza infaz kurumlarında bulunanlar hariç, 18 yaşını dolduran her Bulgaristan vatandaşı seçme hakkına sahiptir." (Madde 42/1)
Sadece anayasayı değil, Avrupa Toplulukları Anlaşması'nı çiğnemeye bile cüret ettiler: "Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin vatandaşı, Avrupa Birliği'nin vatandaşıdır. Avrupa Birliği vatandaşı, Avrupa Toplulukları Anlaşması'nda olan temel haklara sahiptir." (Madde 17/1)
Hepsi bir yana; Bulgar parlamenterler, komünizmin çökmesini ve çoğulcu demokrasiye geçilmesini, şimdi önünü kesmeye çalıştıkları Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin Todor Jivkov rejimine karşı giriştiği sivil direnişe borçlu olduklarını bile unuttular.
Yasa Anayasa Mahkemesi'nden veya AB'den dönmezse, Bulgaristan bu ayıbı asla unutturamayacak.
|
