Kraliyet ailesi, prensesin hayaletine karşı!...
Kariyeri üstün yapımlarla küçük, kişisel filmler ve başka şeyler arasında gidip gelen yaratıcı İngiliz yönetmeni Stephen Fears, bize şaşırtıcı bir film sunuyor. Ve sanki yeni bir tür sinema yaratıyor. Kraliçe 2. Elizabeth ve tüm kraliyet ailesinin; kocası prens Charles'dan boşanarak kendi hayatını yaşayan, son dönemin en çok konuşulan aristokrasi mensubu iken her şeyi terk edip içinden geldiği dünyaya dönen ve sonunda hâlâ konuşulan garip bir kazada ölen prenses Diana'nın trajik sonu karşısında yaşadıklarını anlatıyor film... Çok 'içerden' yazılmış gibi duran bir senaryo, ünlü prensesin hayatını veya ölümünü değil, ama hemen sonrasında olanları anlatıyor. Çok çeşitli nedenlerin bir araya gelmesi sonucu ülkesinde son derece sevilen ve ölümü adeta ulusal bir deprem yaratan Diana, hiçbir zaman ısınamadığı saray ve kraliyet ailesi için bir an önce öne gömülerek unutulması gereken bir yüktür. Ama öyle olmuyor. Ailenin olaya tepkisizliği öylesine büyük yankı yapıyor ve medya tarafından öylesine eleştiriliyor ki, çiçeği burnunda başbakan Blair, kraliçeden tavrını değiştirmesini istemek zorunda kalır. Gururu bir ikinci taç gibi başında taşıyan 50 küsur yıllık hükümdar Elizabeth, o dönemde hayatta olan ana kraliçe Mary, kocası prens Philip, oğlu prens Charles ve diğerleriyle birlikte, bu dönüşü uygulamak zorunda kalacaktır. Çünkü ne denli geleneklere bağlı olsalar ve değişmezliği ilke edinmiş bulunsalar da, kraliyet mensuplarının değişime ayak uydurması kaçınılmazdır. Frears, filmini birçok belge ve haber filmle de desteklenen bir büyük belgesel gibi çekmiş. Ve tipik, ince bir İngiliz mizahını da yapısına sindirmiş. Ama bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu da unutmamış: bir yandan İngiliz toplumunun da hemen her toplum gibi prensprenses masallarına olan merakı, öte yandan dünyanın en eski mutlakiyetinin çağdaş yaşam ve medya tarafından amansızca kuşatılmasını görmenin hüznü... Frears yeni bir tür yaratmış dedim. Evet, çünkü filmi, belgesel veya dokü-drama denen türün bir örneği olmakla kalmıyor, başlı başına bir gerilim içeriyor. Gerilim, kraliçenin temsil ettiği gelenekselliğin ve kemikleşmiş yapının çağıyla olan çatışmasından çıkıyor. Ve değme macera filminden az değil!.. Bu ilginç film, elbette oyuncularından da büyük destek alıyor. Başta Helen Mirren'in eşsiz Elizabeth kompozisyonu, herkes süper oynuyor. Bu hoş çağdaş masal, bu kendine özgü gerilim, zamanımızın kimi sorunlarını kavramak için de görülmesi gereken bir küçük mücevher.
KRALİÇE * * (The Queen)/ Yönetmen: Stephen Frears/ Senaryo: Peter Morgan/ Görüntü: Alfonso Beato/ Müzik: Alexandre Desplat/ Oyuncular: Helen Mirren, Michael Sheen, James Cromwell, Sylvia Syms, Alex Jennings/ İngiliz filmi.
|