Tribün terörü
Sakaryaspor'u zar zor yendiğimiz maçta dikkatimi en çok Migros tribünü olarak adlandırdığımız kale arkası çekti. Polis bütün tribünlerde güvenlik önlemi almıştı ama burası bir alemdi. Fenerbahçeli taraftarları, yine Fenerbahçeli taraftarlardan korumak için seyircinin tam ortasında bir güvenlik kordonu oluşturulmuştu. Büyük hedeflerle çıktığımız 100'üncü yılda, kendi seyircimizi yine kendi seyircimizden koruma noktasına gelmişsek vay halimize... Türkiye'de futbol, çetelerin cirit attığı bir alan. Çete liderine 40 koyun kesenin federasyon başkanı olduğu; kulüplerin, çete reislerinin vize ofisi gibi çalıştığı; çetelerin desteğiyle başkanların iktidara geldiği bir futbol yapısına sahibiz. Levent Tüzemen, geçen gün yazdı da öğrendim, çocukluğumun takımı İzmirspor bile bir ara bu çetelerin denetimine girmiş. Çok şükür şimdi işler düzene girmiş. İzmirspor'da düzene girmiş ama ya geri kalan kulüpler. Futbol takımı yöneticileri, tribünleri çete reisleri aracılığıyla denetleme heveslerinden vazgeçmediği sürece bu iç acıtıcı tablonun ortadan kalkması mümkün mü? Türkiye'nin en modern stadı olduğu iddia edilen bir yapıya insanlar bellerinde bıçakla girebiliyorsa; orada futbolu, oyunu, teknik direktörü tartışmanın anlamı kalır mı?
SONU FELAKETE GİDİYOR 10 yaşındaki kızımı alıp güvenle götüremeyeceğim bir ortamda yapılan faaliyete "Spor karşılaşması" diyebilir miyiz? Böyle bir ortamda kazanılan şampiyonluk beni mutlu eder mi? Bu soruların hepsinin cevabı "Hayır." Size derim ki, o statta bir kişinin burnu kanayacağına 10 yıl şampiyon olmayalım. Takımı konuştuğumuz kadar tribünleri konuşmazsak, takım desteklemeyi bırakıp tribündeki yangınları söndürmezsek, bir süre sonra destekleyeceğimiz takım bile kalmayabilir. Türkiye'de spora gönül vermiş aklı başında insanların kafa kafaya verip tartışması, çözüm araması gereken bir sorun bu. Galatasaray'ı Adnan Polat zihniyeti temsil etmezse, inanıyorum ki birlikte adım atma yolu daha kolay bulunacak. Yoksa bu işin sonu felakete gidiyor. Bu işi görüp önlem almayan herkes büyük vebal altında. Böyle bir ortamda UEFA Kupası'nda tur şansı bile insanı mutlu etmeye yetmiyor açıkçası.
|