| |
|
|
Mesut Yılmaz anlatıyor
2000' i UNUTMA 2000 yılında Meclis' te yeterli çoğunluğa sahiptik. (Koalisyon partileri olarak) İstediğimiz kişiyi Cumhurbaşkanı seçebilirdik. Buna rağmen gittik, ittifak aradık. Cumhurbaşkanı, Meclis' teki 5 partinin mutabakatı ile seçildi. Kimse dönüp düşünmüyor, niye öyle yaptık diye.
TEMSİLİ GÖREV 2000'deki mantığım şöyleydi. Bülent Ecevit'e de söyledim. Anayasa'daki Cumhurbaşkanlığı konumu bana göre yanlış. Ve sanırım dünyada da tek. Ya Cumhurbaşkanı'nı doğrudan halk seçer. Yetkisi ve sorumluluğu olur. Ya Meclis'te 2 turlu seçimle seçilir. Ve temsili Cumhurbaşkanlığı olur. Şimdiki gibi.
DEMOKRASİ PRATİĞİ Ama bizdeki uygulamada hem çok yetkisi var. Hem de sorumluluğu yok. Bu dünyadaki demokrasi pratiğine uygun değil. 12 Eylül' den sonraki kısa vade düşünülerek yapılan bir konuşlandırma.
YAPILMASI GEREKEN Sivil iktidarların yapması gereken şu. Ya Anayasa'yı değiştirip Cumhurbaşkanlığı'nı yeniden konumlandırmak. Ya yetkilerini budamak. Yani temsili durum... 1980 öncesi uygulama. Ya da seçim şeklini değiştirmek. Yani halk seçer, başkanlık veya yarı başkanlık sistemine seçilir.
GENİŞ UZLAŞMA Ama eğer buna gücünüz yetmiyorsa, o zaman yapılması gereken de şu. Bugünkü konumdaki Cumhurbaşkanı' nı mümkün olduğu kadar geniş uzlaşma ile seçmek. Onun partiler üstü konumu için bu mutlaka gerekli.
BUGÜN VE YARIN Yoksa, yarın iktidar değişikliğinde sistem kilitlenir. Tayyip bey eğer gerçekten Cumhurbaşkanı olmak istiyorsa, bunu şu anda Meclis'teki çoğunluğuna dayanarak gerçekleştirebilir. Ama yarın Meclis çoğunluğunu kaybederse, yukarıdaki akıbetini bugünden kestirmek mümkün olmaz.
|