Fikir ile zikir
Mehmet Barlas dünkü yazısının ana fikrini başlığa koymuştu: "Hükümet de Genelkurmay da, ABD'ye karşı aynı çizgide..." Ben de, tamamen farklı bir çizgide durarak, bu "ana fikir" e katılırım. İzleyenler bilir ki, şahsi çizgim, muhtemelen Barlas' ın da olumlu gördüğü o "aynı çizgi" nin, o "realizm" in çok dışında. Ama o da ABD'nin umurunda değil zaten! Onlar için önemli olan, "Hükümet ile Genelkurmay'ın çizgisi" ve bu çizginin "ABD'nin çizgisi" nden pek şaşmaması, pek taşmaması.
"Ana fikir" den çıkardığım esas "kıssadan hisse" şudur. O hisseden payınıza düşeni kabul buyurun ve lütfen çizginizi gözden geçirin. Bu ülkede; 1. Dini, ümmetçi, mazlumlardan yana hassasiyetlerle "anti-emperyalizm" hissiyatına sahip olanların, bunu bu hükümete yaslanarak yapmaları çok manasızdır. Çünkü, hükümet öyle bir şey değil! 2. Esas önemlisi; milliyetçi, ulusalcı hassasiyetlerle "tam bağımsızlık, anti-emperyalizm, Kuvvacılık" hissiyatına filan sahip olanların, bunu orduya yaslanarak yapmaları çok manasızdır. Çünkü, ordu öyle bir şey değil!
Bakın bu "kıssadan hisseler" in ötesindeki her bir laf, günün şartlarına göre esastan değil de, öylesine edilmiştir; bazen o cemaati, bazen şu camiayı, filanca hissi, felanca infiali ya gazlamak yahut bizatihi gazını almak üzere. Ama size tarih anlatmayayım. "İstiklal Savaşı" nı, bir de Pakistan'a filan örnekliği bir yana koyun; Türkiye'nin bakiye tarihi, sivil hükümetlerin, darbecilerin, Silahlı Kuvvetler'in öyle "mazlum milletler" den yana, sapına kadar "anti-emperyalist" tavırlarıyla yazılı değildir. NATO ile, Kore ile, Cezayir ile, Somali ile, Afganistan ile yazılmıştır. Kıbrıs'ı anlamak içinse, Kissinger Planı' nı iyi anlamak gerekir! Şunu da hiç anlatmayayım. "Beynelmilel komünizm" e karşı, ABD'nin (isterseniz Sovyet tahakkümcülüğüne karşı ABD emperyalizminin de diyebilirsiniz!) en iyi müttefiki ve tetikçileri, "Kanlı pazarcı" dinci hareketlerle Çorum, Maraş, 16 Mart katliamcıları, Gladio beslemesi Bahçelievler katilleri, reisleri olmuştur. Katillerin, katliamcıların hedefindekiler, 6. Filo protestocularından başlar; "anti-emperyalist" hocalara, gençlere, ahaliye kadar gider. "Atatürkçü" denen "darbeler" ABD onaylıdır ve ABD adına her türlü siyasi ve ekonomik mengeneyi ve sehpayı kurmuştur. Milliyetçilik, ulusalcılık diye öyle silaha filan basıp yemin edenlerin, büyük büyük lafları ve nefretleri milletin kanına sokanların kimisi o büyük, o derin, o kanlı yalanların aktüelleridir!
Bir şey daha; 3. Kürtlerin hakları, özgürlükleri gibi hassasiyetlerle "demokrasi, kardeşlik, barış" hissiyatına sahip olduğunu söyleyenlerin, "ABD emperyalizminin gölgesi" kökten antidemokratik, kahpe mayıncı bir örgütle gölgenin gölgesindeki politikacılara yaslanarak hiç sıkılmaması da hazindir, vahimdir.
Katibim her zaman katiptir. Eteği hep çamurdur. Üsküdar'a gider iken de, Üsküdar'da sabah olduğunda da, atı alan Üsküdar'ı geçtiğinde de. Not: "Ulusalcı muhalif" Kanaltürk televizyonuna, Maliye marifetiyle maddi, esas olarak siyasi baskı yapılmasını, her baskıyı olduğu gibi kınarım. Tabii hayat bize hep şu acı dersi veriyor: Mağduriyetinde dayanışma içine girmek istediklerinizin; başka mağdurlarla, başka sansürlerle, başka susturulanlarla dayanışma derdi var mıdır, olmuş mudur! Bir de, Doğan Grubu Tempo dergisinde TGC ödüllü Cihat Hazerdağlı' nın hükümeti eleştiren karikatürlerine neden son verildiğini merak ediyorum. Kime sorsam?
|