Kış Kupası ve 2 olay
Hafta sonu Kış Kupası finalleri için TED kulübündeydik. Tenis Federasyonunun ulusal platformda yaptığı önemli turnuvalardan biridir kış kupası şampiyonası. Kapalı kortların azlığından mekan sıkıntısının yarattığı zorluk, her yıl yaşanan olağan bir durumdur bu tür organizasyonlar için. Ama TED kulübü her zaman altına sığınılan köklü bir çınar gibi bu zorlu organizasyonları çekinmeden üstlenir. Geçen sene benzer bir Türkiye şampiyonası için şu ifadeyi başlık yaparak eleştirmiştim: "Tırışkadan Şampiyona"... Turnuvada oynanan tenisin kalitesinden, organizasyonun ciddiyetine kadar görünen her şey negatifti. Ancak hafta sonu gördüğüm iki güzel şey bana dünü unutturdu. Birincisi; turnuvanın direktörü Cem Tınaz. Bu kardeşimizin adını daha çok duyacaksınız. Babası TED'in başkanı Mehmet Tınaz. İş hayatında önüne bir çok kapı açabilecekken, o tenisi seçti. Ve Türk tenisinin en çok sıkıntı çektiği bir alanda kendini geliştiriyor. Turnuva organizasyonu ve direktörlüğü, Türk tenisinin gelişiminde tenisçi yetiştirmek kadar önemli bir iş. Çünkü tenisçi sayısını fazlalaştırmanın yolu, nitelikli turnuva sayısının iyi bir organizasyonla çoğaltılmayla mümkün. İkinci konu, kortta raket sallayan tenisçilerin kazanma hırsı. Tenisçilerimizin iştahı görülmeye değerdi. Bu arada, maçlara gelmeyenler çok şey kaçırdı. Erkeklerde Barış Ergüden'in finale gelene kadarki performansı görülmeye değerdi. Ancak maçın başında fiziksel olarak bitik olduğu belliydi. Öğrendik ki, Barış boş zamanlarında idman yaparak hazırlanmış. Kısacası profesyonellikten uzak, amatörce bir çalışma temposuyla turnuvalara çıkıyor. Şampiyon Ergün Zorlu'nun amatör tarafı ise backhandleri ve servis karşılamalarıydı. Aslında oynanan oyunun kalitesi dünya sıralamasında 400 ile 300 arasında bir yerde. Şunu rahatlıkla iddia edebilirim, her iki tenisçimiz de daha bilinçli bir antrenman temposu ile rahatlıkla TED Open'da çeyrek finale kadar çıkabilir. Ama bu hedef için bugünden itibaren sıkı bir programla başlangıç yapmak lazım. Bayanlarda ise İpek ve Pemra'nın olmaması heyecan katsayısını aşağıya çekmeye yetti. Ama zaten şu an oynaması gereken yerdeler. Onların artık WTA de profesyonel turnuvaları kovalaması gerek. Çağla Büyükakçay Eylül Benliyi yenerken zorlanmadı. Oyununu biraz daha geliştirmiş. O da özellikle servislerini ve file önü oynunu geliştirmeli. Eylül ise teniste kendine güven duygusunun ne kadar önemli olduğunu analmadan korta çıkmamalı. Çok iyi vuruşları olmasına rağmen bunları güven duygusu eksikliği ile puana çeviremiyor. Aslında turnuvada hem bayanlarda, hem erkeklerde oynanan tenisin zevk verdiğini söylemek, abartılı bir ifade olmaz. ENKA'nın genel müdürü dahil hocaları ile birlikte tribünde olması, diğer kulüp hocalarının maçları takip etmeleri ve seyircinin katılımı Türk tenisinde büyük bir enerjinin varlığını kanıtlıyor.
|