|
|
|
|
|
|
Son Kişot Tribüşon!
'Bir Demet Tiyatro'nun 'delikanlı' karakteri Tribüşon'u canlandıran Serhat Özcan, tek kişilik oyunu 'Son Kişot'la adından söz ettiriyor.
atv'nin efsane dizisi 'Bir Demet Tiyatro'nun 'en delikanlı' karakterlerinden biri olan Tribüşon'u canlandıran Serhat Özcan, şu günlerde tek kişilik oyunu 'Son Kişot'la tiyatro sahnesinde... Toplumsal ilişkilerin sorgulandığı oyunda Özcan, samimiyet ve samimiyetsizlikleri sorguladığını söylüyor. * Tribüşon karakteri neredeyse adınızın önüne geçti. Bu, bir oyuncu için risk değil mi? Aslında risk. Bu benim tat aldığım, tercih ettiğim ya da sevdiğim bir şey değil hatta. Tribüşon'un öncesinde 20 senelik bir tiyatro geçmişim var. Tirbüşon onu sildi. "Bir Demet Tiyatro'yu ben televizyonda izlerim. Niye tiyatroya gideyim" diyebiliyor seyirci. ELİME TESBİH ALMADIM *
Oyuncular uzun süre bir rolü oynadığında rolün etkisinde kalabiliyorlar. Sizde de var mı böyle bir şey? Birbirimizden çok ayrı insanlarız. Ama Tribüşon'un şaşkın hallerindeki bakışı kimi zaman kendimde yakalıyorum. Tribüşon'un o saflığını, o temizliğini seviyorum zaten. Normalde elime bir tesbih almış bile değilim. Maço imajını sevmem. Delikanlı muhabbetine de hiç inanmam. Çünkü onun altında yatan yalanları bilirim. Hayatta karşı olduğum bir çok şey var. Bir tek meyhaneye karşı olmadım. (gülüyor) * Artık delikanlılık kavramı farklılaştı sanki. Ekranlarda yeni delikanlılar türedi bilirsiniz... İnsanlar yaptıkları işi mutlaka doğru diye düşünüyorlar ki bu kadar devam ettiriyorlar. Bir iş doğru bile olsa eğer topluma zarar verecek hale geldiyse, o işten vazgeçmeyi bilmek de gerekir. Çünkü son zaman larda cinayetler işleyen, çeteleşen herkese 'Polat Alemdar' diye hitap ediyorlar. Burada zararlı bir taraf var demek ki. Toplumun yönlendirilişinde, hikâyenin anlatılışında, çok fazla silah kullanılmasında... Toplumun güçsüz kesimleri de bunlardan etkilenerek işin kolayına kaçabiliyor. Zaten silaha özenen ve meraklı bir toplumuz. Meşhur olmak için insanlar bizde adam vurabiliyor. Adam vuran kişiyle polis ve jandarma hatıra fotoğrafı çektirebiliyor. MİZAHİ BİR OYUN... * Son Kişot'tan bahsedelim mi biraz da? Bir ayı aşkın süredir oynuyor. BKM'de de geçen hafta oynamaya başladım. Oyunun adı 'Son Kişot'. 'Artık Don Kişot kalmadı Son Kişot olmak gerekir'den yola çıkarak yazıldı. Tamamiyle mizahi bir oyun. Hayatın içerisinde samimiyetleri ve samimiyetsizlikleri sorguluyorum. * Don Kişot'ta sistemle ilgili bir eleştiri vardı aslında. Son Kişot da sistemi sorgulayan bir oyun mu? Tabii ki... İnsanları samimiyetsizleştiren bir sistem problemi var. Yani gerçek ve yalanın karıştığı bir dünyada yaşıyoruz. Yalan gerçeğin önüne geçtiği için, gerçek o gibi algılanmaya başlandı. Toplumsal olarak bir şuur yitimi var aslında. Şuurumuzu yitirmediğimiz anlarda nasıl olduğunu anlattığımda insanlara komik geliyor. Mizah oradan çıkıyor. Enteresan bir mizah. Kara mizah bile diyemiyorum. * Doğaçlama var mı peki? 50 sayfası yazılı bir metin. Ama sahnede 70 sayfaya yakın bir şey oynuyorum. Bunun 20 sayfası da güncel konulardan derlediklerim. Günlük olayları da katıyorum. * Aziz Nesin Vakfı'nda oynadığınız oyunun başında 'Hepimiz Hrant'ız', 'Hepimiz Ermeniyiz' diye slogan atarak oyuna girmişsiniz... Orada şöyle bir şey var. Verilen mesajı doğru algılamak gerektiğini düşündüğüm için ben de üstüne basma gereği duydum. Geçtiğimiz günlerde yaşananlar 'Yok Ermeni'ymişiz, yok Türk'lüğümüze sahip çıkmamız gerekir' tarzındaki tartışmalar çok sakat bir zihniyetin ürünü gibi geldi bana. İnsanlar ölen bir insanın acısını hep birlikte paylaşmaktan bahsederken bunu böyle algılamak ve bunu Ermeni-Türk sorunu meselesi haline getirmek amacından sarptırmaktır. 'Ne demek Ermeni'yiz' tarzında saçma sapan olaylara gitti tartışma. İş kafatasçılığa gidince tehlikeli. * İkinci kitabınızın da hazırlıklarını yapıyormuşsunuz... Mart sonu gibi çıkarmayı düşünüyorum. Tiyatronun dışında hep gözlemlediğimiz şeyler. Tatilde, ekranda, daha doğrusu her yerde trajikomik şeyleri görüyorsunuz. Ben de bakmayı unuttuğumuz yerden bakarak öyküler çıkarmaya çalıştım. Yaklaşık 30 senedir yazıyorum. Bu kitabım öykü kitabı olacak. Adı da büyük bir ihtimalle 'Bizim Bir Arkadaş' olacak. Çünkü herkesin bir hikâyesi var.
MUSTAFA KIZIL MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|