|
|
Dikkat, Nike işçi hakkını gözetliyor
Bursa.
2000'li yıllarda ünlü spor markası Nike'ın Pakistan, Vietnam gibi ülkelerde, çocuk işçilerin köle gibi çalıştırıldığı atölyelerde üretim yaptırdığı ortaya çıkmıştı. Bütün dünyada kıyamet koptu. Nike, 2001'de gerçeği kabul etti ve tüketicilerinden özür diledi. Kime neyi ve nasıl ürettirdiğini denetleme yoluna gitti çünkü markası kirlendikçe ürününü satma şansı azalıyordu. Bu tarihten itibaren "Nikewatch" ve "Clean Clothes Campaign" gibi sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine başladı. Nike için artık gittiği ülkenin iş yaşamına ilişkin yasal düzenlemeleri önemli değil, çünkü kendi standartları var. Bursa'da Yeşim Tekstil'in dev tesislerini geziyoruz. Türk Lirası'nın aşırı değerlendiği bir ortamda dünya çapında rekabet için insan üstü bir gayret veren Şenol Şankaya anlatıyor. Yeşim Tekstil, Nike'ın bölgedeki en önemli temincisi.Yılda 300 milyon dolarlık ihracat yapan Yeşim Tekstil, çalışma koşullarını Türkiye'nin iş yasalarına göre değil, Nike'ın kurallarına göre düzenliyor. Ne bu kurallar? Örgütlenmiş bir işgücü, fazla mesailerin tam olarak ödenip işgücü sömürüsünün önlenmesi ve asgari değil ama yaşanır ücret standardı. Bu koşulların varlığını Nike ile birlikte dünyada emek sömürüsüne karşı mücadele veren sivil toplum örgütleri de denetliyor ve düzenli olarak rapor ediyor. Küreselleşmenin emek yönünde olumlu bir yansıması bu. Yeşim de bununla kalmıyor. O da kendisine fason üretim yapanlara aynı kuralları uyguluyor. Düzenli olarak atölyelere gidip aradan 10 çalışan seçiyor, kimliklerini denetliyor ve sonra özel bir odada çalışma koşullarına ilişkin sorular yöneltiyor. Her bir imalatçının Nike standardını tutturması gerekiyor . Aslında Yeşim, 1988'den beri çalışanlarına insanca yaşam koşulu sağlamak için ciddi çaba harcamış. Kadın işçilerin ağırlıkta olduğu fabrikanın kreşi gerçekten görmeye değer. Bin kapasiteli kreşte, şu anda üretimin farklı merkezlere kaydırılması nedeniyle 450 kadar çocuk var. Anneleri çalışırken onlar okul öncesi eğitimlerini alıyor ve gerçekten mükemmel koşullarda bakılıyor. Şenol Şankaya, bu acımasız ortamda dünyayla rekabet için Mısır'da olduğu gibi, üretiminin tamamına yakınını ihraç eden firmalara "serbest bölge" statüsü verilmesini talep ediyor. Vergi ve sigorta yükünde azalma olursa, daha çok insana istihdam sağlayabileceklerini belirtiyor. Belki yeni hükümet böyle bir öneriye sıcak bakabilir.
|