|
|
|
|
Kanser tedavisinde Çin'e giden yol
Son üç yıldır gen tadavisi yöntemiyle Çin'de 5 bin kanserli hastanın tedavi edildiği açıklandı. Şimdi Türk hastalar Çin yolunda.
Çin Halk Cumhuriyeti, gen tedavisi yöntemiyle dünyanın dört bir yanındaki kanser hastalarının ilgisini topluyor. Kemoterapi ve radyoterapi gibi geleneksel kanser tedavilerinin yanında kullanılan gen tedavisi, kanserli hücrelerin iyileştirilmesini amaçlayan bir nevi 'nokta atışı' niteliğinde. Şimdiye kadar 5 bin hastanın, bu yöntemle tedavisinin tamamlanmış durumda olduğu açıklandı. Geçtiğimiz ay ise ilk kez dört kişiden oluşan bir Türk grubu, gen tedavisini denemek için Çin'e gitti. Türkiye'deki hastaları bu tedaviden haberdar etmek üzere çalışan ve bu hastaları Çin'e götüren ise kendisi de bir doktor olan Kürşat Bozkurt. Kanserden kaybettiği babasının tedavisi sırasındaki araştırmaları sayesinde bu tedaviden haberdar olmuş. Babası gen tedavisinden faydalanamamış ama o, insanların en azından bu gelişmelerden haberdar olmasını istiyor.
ABD KEŞFEDİLDİ Gen tedavisi yönteminde kullanılan pek çok ilaç var. Bunların başında Gendicine geliyor. Gendicine, insan vücudundaki kanserleşmeyi önleyici bir gen olan P53 genini içeren bir ilaç. P53 geni ilk olarak ABD'de Jack Roth adlı bir bilimadamı tarafından 1981 yılında keşfedildi. Kürşat Bozkurt bu genin özelliğini şöyle anlatıyor: "Her hücremizin için bir tane P53 geni var. Bu genin görevi hücre ilerde kanserleşmeye döndüğü zaman o hücreyi imha etmek. Zaten insanlarda oluşan kanserlerin yüzde 60'ı, P53 geni çalışmadığı için ortaya çıkıyor. 1980'li yılların başından 1999'a kadar ABD'de genetik biliminde hızlı bir gelişme yaşandı. Ancak 1990'lı yılların sonunda dini bir söylemle genetik araştırmalarına karşı bir medya kampanyası başladı. 1999'da gerçekleşen bir olay ise ABD'de genetik araştırmalarına sok noktayı koydu. 18 yaşındaki bir genç ender görülen bir kalıtsal hastalık nedeniyle tedavi sırasında hayatını kaybetti. Böylece genetik araştırmalarını zorlaştıran bir dizi yönetmelik çıktı. Bunun üzerine ABD'de çalışan 40 kadar Çinli araştırmacı ülkesine dönerek, çalışmalarına orada devam etti. Bu gelişmenin akla getirdiği ilk iddia Batı dünyasının aslında kansere çare bulmuş olmasına rağmen, ilaç endüstrisinin darbe almaması için bunu açıklamıyor olduğu. Kürşat Bozkurt bu teorinin uzun süreden beri konuşulduğunu söylüyor ve ekliyor: "Dünya ilaç endüstrisi yılda eğer 100 dolar kazanıyorsa bunun 65 dolarını kemoterapiden kazanıyor." Çin'de 130 hastanede üç yıldan beri uygulanan gen tedavisi, her kanser türü için etkili değil. Çin'de gen tedavisinin babası olarak bilinen Dr. Zhaohui Peng, bu yöntemle tedavi edilen başlıca kanser türlerinin baş-boyun squamöz hücreli kanserleri ile karaciğer, akciğer, mide, meme, pankreas, prostat kanserleri olduğunu söylüyor. Yine de her hasta bu tedavi için kabul edilmiyor. Öncelikle hiçbir ücret almadan hastanın dosyası alınıyor ve İngilizce'ye çevrilerek Çin'deki uzmanlar kuruluna gönderiliyor. 48 saat içinde kuruldan yanıt geliyor. Şu ana kadar Türkiye'den 200'ün üzerinde dosya yollandı ve bunların 110 kadarına red geldi.
YAN ETKİSİ ATEŞ Gen tedavisi kemoterapi ve radyoterapinin yanında da kullanılıyor. Araştırmalara göre radyoterapi ile başboyun bölgesindeki kanserlerde yüzde yüz temizleme; yani tekrar nüksetme riski kalmayacak hale getirme oranı yüzde 16. Radyoterapi ve gen tedavisi birlikte uygulandığında bu oran yüzde 65'e çıkıyor. Bu tedavinin yan etkisi ise ilaç verildiğinde hafif bir ateş yükselmesi yapması. Şimdiye kadar Türkiye'den Çine'e 13 hasta gitti ve hepsinin tedavileri devam ediyor. Uçak biletleri ve hastanede hastanın yanında kalacak refakatçinin masrafları da dahil, tedavinin masrafları 35 bin dolara karşılık geliyor.
ECE KOÇAL
|
|
|
|
|
|
|
|
|