Beklenen sonuç
Fenerbahçe'nin başındaki yöneticiye "teknik direktör" diyeceksek, Alkmaar'ınkine "Uzay adamı" demek gerekir. Fenerbahçe'nin oynadığı futbol ise Alkmaar'ınkine ne diyeceğimizi bilemeyiz. Sezon başından beri yaptığımız uyarıların ne kadar gerçekçi olduğu dün gece en önemli futbolcularından yoksun olarak sahaya çıkan Hollanda ekibi karşısında bir kez daha görüldü. Bu teknik adam takıma futbol oynatamıyor. Bu teknik adamın futbol felsefesinin ne olduğu belirsiz. Fenerbahçe taraftarı tribünleri her hafta tıka basa dolduruyor. Mükemmel bir stadı ve uyumlu bir yönetimi var. Ama görünen o ki, futbol takımı yok. Çünkü futbol takımı yönetilmiyor. Takımın sahasından çıkıp, rakip kaleye gitmesi mevsimler alıyor. Eğer bu takımda Kezman yılda 3 milyon Euro alıyorsa, Tuncay'ın herhalde 35 milyon Euro alması gerekir. Rize mağlubiyetinin ardından Hollanda'nın kasaba takımı karşısında dün gece ortaya konulan futbol bir rezalettir. Ve acı gerçeği kabul edelim ki, burada suçlanacak bir federasyon yoktur. Bu tablonun tek sorumlusu vardır, o da yönetim. Fenerbahçe'ye gerekli olan futbol şubesinin yönetiminde devrimdir. Böyle bir futbol ortaya çıkıyorsa, sorumlusu santrfor diye Deivid'i, defans oyuncusu diye Edu ve Lugano'yu, teknik direktör diye Zico'yu alıp getirenlerdedir. Eğer bu takım ciddi bir şekilde sarsılmazsa, sezon sonu gerçeğine şimdiden kendimizi hazırlamamız gerekir. Çünkü bu tabloda Fenerbahçe ancak üçüncü olabilir. Üst üste üç pas yapamayan, organize olamayan, iki kişiyle hücum etmeye kalkan bir takımın adı "Fenerbahçe" olamaz. Takımı bu harcamaya rağmen bu hallere düşüren biri bu takımın başında teknik direktör olarak kalamaz. Bu takım haftalardır "Ben mücadele edemiyorum" diyor ama yönetim bir türlü fark edemiyor. Bu gidişin sonu kötü.
|