| |
Soğuk Savaş'ı ısıtmak
1980'lerin ilk yarısında Doğu ile Batı'yı Avrupa'da çatışmanın eşiğine getiren kriz hortluyor. Hatırlayacaksınız o dönemde Sovyetler Birliği'nin Doğu Almanya, Çekoslovakya ve Polonya'ya orta menzilli SS20 nükleer füzeleri yerleştirme girişimine NATO aynı tip Amerikan "Pershing2" füzelerini Demir Perde'ye komşu Avrupa ülkelerinde konuşlandırmakla cevap verince büyük bir kriz patlak vermişti. Uzun "Detant" dönemi sayesinde can çekiştiği sanılan Soğuk Savaş'ı ölüm döşeğinden kaldıran bu kriz, " Sıfır Çözüm " formülüyle aşılabilmişti. Yani, Varşova Paktı SS20'lerini çekecekti, NATO ise Pershing-2'lerini. Öyle de oldu. İşte yaklaşık 25 yıl sonra o döneme dönüyoruz. Yine Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne füze projesi nedeniyle. Ama bu kez ABD bu iki ülkede uzun menzilli füzelerle ve düşman füzelerini tespit edecek radarlarla nükleer kalkan oluşturmak istiyor. Gerekçesi: İran ve Kuzey Kore'den gelebilecek saldırıları önlemek. Ruslar iddiayı inandırıcı bulmuyor, "Madem niyetin İran'ın atabileceği nükleer füzeyi yok etmek, o zaman niye tehdidin kaynağına en yakın ülke olan Türkiye'ye yerleştirmiyorsun?" diye soruyor. Beyaz Saray'dan yanıt yok. Zaten sıcak bir gelişme de ABD'nin niyetinin farklı olduğunu anlamaya yetti: Hawaii'deki dev (120 metre uzunluğunda, 74,4 metre genişliğinde, 50 bin ton ağırlığında) radar istasyonu Rusya'nın burnunun dibine, Kamçatka açıklarına nakledildi. ABD böylece Sibirya'dan Urallar'a kadar uçsuzbucaksız bir bölgede uçan kuşu bile izleyebilecek. Ya da Füzesavar Savunma Sistemi Komutanı General Henry Obering'in ifadesiyle, "Bu radarın sağladığı bilgilerle bir düşman füzesi fırlatılır fırlatılmaz imha edilecek."
Küresel bir düello ABD açıkçası Rusya'yı bir nükleer tehditle kuşatmak istiyor. Neden? Yanıtı ve parametreleri Savunma Bakanı Robert Gates'in ABD ordusu mevcudunun artırılması çağrısında gizli: "Rusya potansiyel düşmanımız, savaşa hazır olmalıyız!" "ABD anlaşılan yeni bir ambalajla Soğuk Savaş'ı geri getirmek istiyor ve bizi düelloya davet ediyor" diyen Rusya'nın yanıtı 189 milyar dolarlık silahlanma bütçesi hazırlamak oldu: 50 adet yeni stratejik uzun menzilli bombardıman uçağı, 50 adet çok nükleer başlık taşıyabilen "Topol-M" balistik füzesi (ABD'de bile o kadar gelişmişi yok), 17 adet kıtalararası füze, 8 adet nükleer denizaltı ve 31 adet kruvazörle ordusunu güçlendirecek. Rusya "Potansiyel düşman" tanımının da altında kalmadı; Kremlin'e yakın askeri uzmanlar ve sözcüler Başkan Putin'i "Bin Ladin'den başka düşmanımız yok" söylemini değiştirmeye çağırdı. Putin'in dün Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşma, bu çağrıya kulak verdiğini gösteriyor: "ABD'nin haddini aşan tek taraflı girişimlerine ve silahlanmasına karşı önlem almak zorundayım." Kimi uzmanlara göre Başkan Bush, 1980'lerde Başkan Reagan'ın izlediği politikaları ısıtıyor. Reagan, silahlanma yarışı başlatarak Sovyetler Birliği'ni ekonomik olarak çökertmeyi, böylece Doğu Bloku'nun dağılması sürecini tetiklemeyi amaçlamıştı. Başarmıştı. Ancak günümüz Rusya'sı, 1980'lerin Sovyetler Birliği'nden farklı olarak hem çok zengin, hem de nükleerden bile etkili bir silaha sahip: Petrol ve doğalgaz. ABD'nin şemsiyesi ile Rusya'nın enerjisi arasında sıkışan Avrupa da gelişmeleri kaygıyla izliyor. Kendi şeytanlarımızla ve hortlaklarımızla uğraşmaktan dünyayı unuttuk ama bu krizin kıvılcımları NATO üyeliğimiz nedeniyle-yakında bize de sıçrayacak. Haberiniz olsun...
|